....Müslümanların acizliği ve güçsüzlüğü şuradan bellidir ki, yıllardan beri kestikleri kurbanların derilerine bile sahip olamıyorlar. Kurban derilerini toplama tekelinin laik, masonik ve çağdaş bir kuruma veren gayr-i adil kanunu veya nizamnameyi kaldırtmaya kuvvetimiz yetmiyor.
Her sene feryat ediyoruz, her sene bütün yurt sathında bir sürü zorbalık ve yolsuzluk oluyor ama her kurban bayramında yine aynı çarpık uygulama ile karşı karşıya kalıyoruz.
Kurban derileri işinde trilyonluk menfaat vardır. İşin içinde menfaat olunca ne adaletin, ne insafın ne de hukukun esamesi okunur.
Laik olduğunu iddia eden rejimin, dini bir ibadet olan kurban konusunda kanun ve nizam çıkartması ve "Allah için kestiğiniz kurbanların derilerini filan Atatürkçü kurum toplayabilir, başkası toplayamaz!" demesi zulümden başka nedir?
Ancak öyle zulümler vardır ki, mazlum zalimden daha kabahatlidir.
Şu memlekette on kadar iri din baronu vardır. Bunlar, Kurban Bayramı'ndan önce kısa, fakat enerjik bir bildiri hazırlayıp imza etseler ve resmi otoriteleri uyarsalar bu kötülüğü sona erdirebilirler. Ama bunu yapamazlar. Bırakınız kurban derileri hakkında bildiri hazırlamak, onlar bu bayramda da bir araya gelerek müsafaha ve muayede (bayramlaşma) yapmayacaklardır.
Bazı dini cemaatler rejimle pek sıkı fıkıdırlar. Batmakta olan bir sistemi koltuklamak onlara kar değil, zarar getirecektir. İhtar ediyorum: Farz-ı muhal bütün müslümanlar bu düzeni ayakta tutmak için bir araya gelseler, düzen yine de devam etmeyecektir. Küçük hesapları bırakmalarını, kaybedilmiş bir davanın avukatlığına soyunmamalarını bazı cemaat başlarına halisane ihtar ederim.
Şu memlekette bir avuç mason var. "Masonlar bundan böyle kestikleri tavukların bir budunu İlim Yayma Cemiyeti'ne vereceklerdir" diye bir kanun ve tüzük çıkartılsa, Masonlar bu karakuşi metni kabul ederler mi? Bu emre itaat ederler mi? Etmezler, peki müslümanlar niçin acizlik, zelillik ederek, kestikleri kurbanların derilerini toplama tekelinin din dışı bir kuruma verilmesini kabul ediyorlar?
Laik düzenle can ciğer kuzu sarması olan, laik düzenin kamu bankalarından karlı krediler alan bazı cemaatler ve onların baronları mı kuzu postları hususunda gereken celadeti ve yiğitliği gösterecekler?
Bu kaçıncı rezalet, kepazelik, zillet, zebunluk, esaret, aşağılanmak, zorbalık olacaktır?..
Kilisenin bahçesindeki kümesten papaz efendinin bir yumurtasını almaya kalksalar bütün Haçlı Dünyası ayağa kalkar ve Ankara rejimini protesto eder, ağır baskılar yapar.
Müslümanların kestikleri kurbanların derilerinin toplama tekeli din dışı bir kuruma veriliyor ve milyonlarca dindar bu haksızlığa karşı çıkmıyor, bu zulme kuzu kuzu baş eğiyor. Ne halimiz varsa görelim!...
5 Mayıs 1995 Milli Gazete