Müslümanların kurduğu, hastane, dersane, özel okul, ticaret şirketi ve diğer müesseseler; dürüstlük, hakkaniyet ve hayırda yarış gibi güzellikleri sergilerlerse İslam'a hizmet ederler. Bunlar, para ile birlikte sevap da kazandırır. Buralarda verilecek kaliteli hizmet ve insana gösterilecek saygı, dikkatlerin müslümanlar ve İslam'a çevrilmesine sebep olur.
Böyle işler hedef değil, vasıta sayılmalıdır. Hedef, kendi hayatımızda ve bütün dünyada huzurun ve güvenliğin sağlanması ve insanların mutluluğu için çalışmaktır. Bunun tek yolu İslam'ın hakimiyetini sağlamaktır. Onun için o müesseseleri işletenlerin orada yaptıklarıyla yetinmeleri tehlikeli olabilir. Bu, müslümanların dünyaya dalıp kaybolma tehlikesidir.
Kurumsallaşma, hedefe ulaşmak için yardımlaşma ve iş bölümü şeklinde olmalıdır. Bunun en önemli şartı, müslümanların kendi sistemlerine güvenmeleri ve başka şeye ihtiyaç duymamalarıdır. Günümüz müslümanlarında kendine güvensizlik vardır. Yoksa Batılı sistemleri öğrenmek ve öğretmek için bu kadar çabanın küçük bir bölümünü İslam için harcasalardı çok yol alınırdı.
Müslümanlar melek değildir. Hepsi de yanlış şeyler yapabilir. Onun için kurumsallaşma müslümanların biribirini denetlemesini de sağlamalıdır. Allah(c) şöyle buyurmuştur: "İyilik ve takvada yardımlasın, günahta ve aşırılıkta birbirinize arka çıkmayın"(Maide 2).