Kuşatma sadece Halep’le sınırlı değil, Aksa’nın yıkılıp yerine Siyon mabedi inşası senaryosuyla ya da Kudüs’ün Yahudileştirilmesi çabasıyla da değil! Ümmetin bütünü kuşatma altında ve adeta coğrafyamızın her karesine bomba yağmakta.
Ne yazık ki, parçalanmış coğrafyamız gibi bilinçlerimiz ve dillerimiz de parçalanmış halde. İşgallere, kuşatmalara, imha operasyonlarına Müslümanların büyük bir kısmı bütünlüklü bakmaktan acizler sanki. Seçici, ayrıştırıcı bir tarzda bakmak ve doğal olarak bazı acıları derinden hissederken, bazılarını hiç görmemek yaygın bir hastalığımız. Aksa’da kirletilen mihrap için acı duyan, acıyla haykıran ama Halep’in yardım çağrısına kulak tıkayan, Rakka’nın vahşice bombalanması karşısında yüreğinde en küçük bir sızı hissetmeyen hastalıklı bir bünyeye sahibiz.
Koalisyon adı altında emperyalist işgalcilerle birlikte topraklarımıza bomba yağdıran Körfez’in kiralık krallarının suçuna Irak’ta işgalcilerle birlik olup Irak halkını katleden işbirlikçi güçlerin kirliliği, Suriye Kürdistanı’nda Amerikalı işgalcileri ‘Biji’ sloganlarıyla karşılama onursuzluğu karışmakta. O ABD ki, Afganistan’dan Yemen’e, Somali’den Pakistan’a kadar her yerde Müslümanları katletmekle ve Siyonist çetenin hamiliğiyle meşgul!
11 yıldır Irak’ta yaşanan bütün acıların, kaosun, büyüyen fitne ateşinin bir numaralı sorumlusu ABD’nin kurtarıcı rolüyle Irak’ta arzı endam etmesi ne kadar çarpıcı! Ve aynı ABD’nin Suriye’de Esed rejiminin ömrünü uzatacak eylemlere girişmesi ve muhaliflere yönelik yürüttüğü kapsamlı savaş ne kadar öğretici! Müslümanlara, İslami direniş güçlerine her türlü iftirayı atmaktan kaçınmayanlar, ABD ile Afganistan’dan Irak’a, Yemen’e kadar pek çok yerde ortak hareket edenler, mezhebini din edinmiş hurafeciler artık kimsenin inkâr edemeyeceği şekilde ortaya çıkan manzara karşısında hiç utanacaklar mı? Hayır, asla! Dertleri hakikat olmayanların gerçekler karşısında muhasebe yapmaları beklenemez.
İşgalcilerden, emperyalistlerden medet umanların, kurtuluş bekleyenlerin kurtuluş adına nasıl bir kumpasa düştükleri sır değil. İzzetin Allah’ın, Resulünün ve müminlerin yanında olduğu gerçeğini kavrayamayanların, kavramakta aciz kalanların aziz olmak için zalimlere meyledenlerin düştükleri bu zillet uykusundan ancak ateşin dokunmasıyla uyanacaklarını biliyoruz.
Ve zulüm bataklığına düşenlere o yakıcı günün dehşeti gelip çatmadan evvel uyanın diye sesleniyoruz! İman iddianızı kirlenmiş zihinlerinizin çıkarımlarına, nefsinizin hoş göstermelerine kurban etmekten vazgeçip, kendinize gelin ve ateş çukurunun kenarından uzaklaşın ki, kardeş olabilelim diyoruz! Ey Rabbimiz, bizleri imandan sonra sapıklığa düşenlerden eyleme!