28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleştirilen "postmodern" askeri darbenin, ülkeye getirdiği olağanüstü günlerde insan hakları ihlalleri, eğitim özgürlüklerinin kısıtlanması vb sistemin her alandaki baskı ve dayatmaları had safhaya çıkmıştı.
Özellikle İslami kimliği hedef alan bu baskı ve dayatmalar karşısında özgürlüklerin kısıtlanmasına, hak ihlallerine karşı İslamca ve insanca bir duruşu gerçekleştirmek üzere, cuntacıların gasp ettikleri eğitim haklarını geri alabilmek amacıyla binlerce öğrencinin katılımı ile yürüyüşler ve eylemler düzenlenen 28 Şubat sürecinde öğrenciler, avukatlar, gazeteciler, yazarlar ve aydınların katılımı ile Özgür Düşünce Girişimi adında bir sivil inisiyatif oluşturulmuştu.
1998 yılında yapılan bir toplantı sonrasında bu mücadelenin bir insan hakları derneği ile devam ettirilmesine karar verilmiş ve 25 Aralık 1999 tarihinde yapılan basın toplantısı ile de Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği'nin (Özgür-Der) kurulduğu kamuoyuna ilan edilmişti.
Bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce tohumları atılan; ıslahat ve devrimcilik çizgisinin devamı niteliğindeki bu hareket; tevhidi bilince sahip, insan hakları ihlallerine karşı mücadelenin arka safında değil en önünde bulunma cesaret, azim ve kararlılığını gösterebilen müslümanlar tarafından 1999 yılında İstanbul'da kurulan genel merkezi ile çıkılan yola bugün Çorum ile devam ediyor.
Bundan sonra kurulacak şubelere örneklik teşkil etmesi ve Anadolu'nun her yerindeki çevre ve ders halkalarına bir tecrübe aktarımı olması açısından Çorum Şubesi'nin kuruluşuna kadar gelinen sürecin müslümanlar ile paylaşılmasında yarar olduğu inancını taşımaktayım.
MTTB, Akıncılar ve Ercüment Özkan
1980'li yıllarda Encüment Özkan'ın Anadolu'daki birkaç şehirde başlattığı tevhidi bilinçlenme hareketi Akıncılar ve MTTB kültüründen gelen insanların oluşturdukları ders halkaları şeklinde Çorum'da da filizlenmeye başlamıştı. Özellikle İran İslam devrimi birçok çevreyi olduğu gibi bu insanları da derinden etkilemiş ve hareketlerine ivme kazandırmıştır.
AKABE Deneyimi
Vefatının kısa süre öncesine kadar Çorum'a gelip giden Ercüment Özkan Bey'in o gün attığı tohumların yanısıra, özellikle 1990'lı yılların başında "AKABE Vakfı"nın Çorum Şubesi'nin açılışı ile başlayan hareket daha önce varolan filizlenmeyi başağa dönüştürmeye başlamıştır.
Elif Kitabevi ve Süreç Kitap Kulübü
Bu dönemin hemen sonrasında kendilerini tevhidi bilinçlenmeye ve tevhidi bilincin tüm dünyaya hakim kılınması düşüncesine adayan yaklaşık 8-10 kişilik müslüman genç grubu önce "Elif Kitabevi"ni 1997 yılı sonrasına doğru da dernek oluşumu şeklinde "Süreç Kitap Kulübü"nü kurmuşlardı.
Tam Bir Zorbalık Örneği: Umut Operasyonu
"Süreç" ve "Akabe" çevresindeki müslümanlar; 28 Şubat cuntacılarının "bin yıllık savaşları"nın ürünü olarak 2000 yılı Mayıs ayında bir baskı ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu baskının ana eksenini "Umut Operasyonu" oluşturmuştur. Her iki çevredeki müslümanların 1990'lı yıllarda çıkan Selam Gazetesi'ni okumuş olmalarından yola çıkılarak ve bizzat Ankara'dan dönemin İçişleri Bakanı tarafından verildiği ifade edilen "kimi bulursanız alın" talimatı ile başlatılan operasyon ile gecenin bir yarısında evleri basılan 14 müslüman, insanî hakları ve onurları çiğnenerek, her türlü despotluk yapılarak gözaltına alınmış, Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüş, yasal sınırlar aşılarak önemli bir süre aileleri hatta avukatları ile dahi görüştürülmemişlerdir.
Hiçbir hukuki dayanağı olmayan operasyon sonrasında Süreç Kitap Kulübü mühürlenmiş, içerisinde bulunan binlerce kitaba el konulmuş, diğer mal varlıkları Emniyet'e taşınmıştı. Hukuksuzluğun had safhaya çıkması sonrasında önce Çorum'da yargılanan daha sonra Ankara DGM'ye dosyaları gönderilen 14 kişi, 54 gün hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden cezaevinde tutulmalarının ardından DGM'ce verilen beraat kararının ardından serbest bırakılmışlar ve kendilerine yapılan haksız ve hukuksuz baskı ve operasyon sebebiyle açtıkları davalar neticesinde devletten tazminat almaya hak kazanmışlardı. Süreç Kitap Kulübü ise hakkında açılan davalardan beraat edilmesine rağmen işlevini tamamladığı düşüncesine kanaat getirilerek, müslümanların genelinin ortak kararı ile kapatılmıştır.
Bu dönemde yaşanan baskı ve dayatmalar karşısında bir çok müslüman aile mağdur olmuş, bu mağduriyet karşılığında insanlar Çorum'daki evlerini terkederek İstanbul ve hatta yurtdışına adeta hicret etmişlerdir.
Küllerinden Filizlenen Hareket
Cuntacı sistemin bunca baskı, zulüm ve dayatması geride kalan birkaç müslümanı hiçbir zaman yıldırmamış onlar Allah'ın üzerlerine yüklediği ilahi mesajın verdiği sorumluluk ile çalışmalarını sürdürmüşler, "emr-i bil maruf nehyi anil münker"den hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. 2005 yılına gelindiği Özgür-Der Çorum Şubesi'nin kuruluşuna uzanan yeni bir süreç başlatılmıştır. Baba, amca ve dayıları geçmişte Ercüment Özkan ile birlikte çalışmalar yapmış olan İslami kaygılar taşıyan müslüman bir gençlik grubunun geride kalan o birkaç kişi ile tanışması ve onların tecrübelerinden de yararlanılarak başlatılan fikir alışverişi ve eğitim döneminden sonra oluşan yumak kartopu misali büyümüştür.
Şu bir gerçektir ki, sistemin bizimle bir kan uyuşmazlığı bulunmaktadır. Çünkü biz Allah'ın emri olan saf ve duru bir kaynaktan besleniyoruz. Sistem ise pozitivist bir düşüncenin, seküler aklın ve laik kafanın ürünü bir kaynaktan beslenmektedir. Bu iki kaynağın bir biri ile kaynaşması birleşmesi mümkün değildir. Lakin bu iki kaynağın yolları değişik zaman ve mekanlarda çakışabilecektir. Yukarda anlattığımız örneklikler de bunu bize göstermiştir. Tekrar tekrar yaşanabilecek bütün zulüm ve dayatmalara, baskılara rağmen yılmadan yoluna devam eden müslümanlar mücadelelerinde başarılı olacaklardır. Başarıdan daha önemlisi ise şahitliklerinin gereği olarak zafer, dünyada olmasa da ahirette müslümanların olacaktır.
Özgür-Der Açılışı
Çorum'da Özgür-Der Şubesi'nin faaliyete geçirilmesinde bir çok insanın emeği vardır. 12 Kasım Pazar günü saat 13.30'da dernek merkezinde yapılan dua ve Genel Başkan Hülya Şekerci'nin basın açıklaması, akşam Afra Kültür Merkezi'nde yaklaşık 500 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen panel ve Grup Yürüyüş konseri ile bu organizasyonun yapılmasında canla başla çalışan tüm adsız müslümanlar, Çorum'daki tevhidi mücadelenin geleceği açısından büyük umutlar taşınmasına vesile olmuşlardır.
Trabzon, Eynesil, Bartın, Zonguldak, Tokat, Sorgun, Yozgat, İstanbul, Ankara ve Sivas'lı müslümanlar açılış dolayısıyla Çorum'a çıkarma yaptılar. Farklı çevre ve düşüncelerden birçok insanın katılımı ile gerçekleştirilen açılış ile Çorum'da tevhidi bilince yeni bir soluk ve heyecan getirildi. Bu sayede Çorum'daki duyarlı kesimler Özgür-Der camiasının insan hakları, özgürlükler gibi batılı kavramlara bakışı ile vahiy ve sünnet merkezli bir islami duruşun nasıl olması gerektiğinin örnekliği ile tanıştılar.
Bir Hukuksuzluk Örneğine İtiraz ve Hak Arama İradesi
Bülent Gökgöz kardeşimizin başkanlığında Özgür-Der Çorum Şubesi açılışı ve gerçekleştirilen panel ile Çorum'da bir örneklik de ortaya kondu. Büyük şehirlerde olmamasına rağmen Anadolu'nun küçük şehirlerinde yıllardır hukuksuzca devam ettirilen "kapalı yer toplantıları"na izin alma geleneği/despotizmi -2911 sayılı yasanın verdiği haklar ve ilgili Danıştay kararları çerçevesinde- yıkıldı. Ömer İslam'ın yönetiminde Mehmet Pamak, Hülya Şekerci ve Kenan Alpay'ın katıldıkları panel izin alma ve bildirimde bulunulmadan yapılarak, diğer sivil toplum örgütlerine de haklarına sahip çıktıkları takdirde yaşadıkları zorlukları aşabilecekleri mesajı verildi. Sistemin kraldan çok kralcı ve kollayıcı parçalarının çıkartılan yasalara rağmen despot, baskıcı, halkı ezme alışkanlıklarından kolayca vazgeçmediklerini, bunun ancak haklarının bilincine varan ve bu haklarını Kur'an-i bir bakış açısı ile kullanma azmi ve kararlılığını gösteren müslümanlar sayesinde aşılabileceğinin örnekliği Özgür-Der ile Çorum'da ortaya konmuştur.
Özgür-Der Çorum Şubesi'nin açılışı dolayısıyla gerek Çorum içinden, gerekse de diğer illerden bizzat gelerek, telgraf göndererek, mesaj çekerek, gerekse de yapılması gereken ama unutulan birçok işi söylenmemesine rağmen benim de bu yürüyüşe katkım olsun düşüncesi yapan tüm müslümanlara ve dostlarımıza teşekkür ediyor, bizim onlardan razı olduğumuz gibi Allah'ın da onlardan razı olmasını diliyoruz.
Özgür-Der camiasının dost düşman herkesin takdirini kazanan duruşunun Çorum'da da bundan sonra ortaya konacağı inancı ile oluşumun hayırlı olmasını temennisiyle, tüm kardeşlerime davalarında ve mücadelelerinde sabır ve başarı diliyorum.