Mehmet Yaşasın ve Arkadaşları Yine Tahliye Edilmediler
Diyarbakır 4 Nolu DGM'de 17 Eylül 1996 günü devam edilen duruşmada yine tahliye çıkmadı. Yasadışı örgüt üyeliği iddiası ile hakkında idam talebiyle dava açılan Mehmet Yaşasın aleyhinde işkenceye dayalı emniyet ifadesi dışında herhangi bir delil olmamasına rağmen, mahkeme avukatların tahliye talebini reddetti. Menzil davasından yargılanmakta olan Mehmet Yaşasın ve arkadaşları halen Adıyaman cezaevinde tutuklu bulunuyorlar. Duruşma 28 Ekim Pazartesi saat 9.00'a bırakıldı.
İslami Hareket Ana Davası
23 Eylül 1996 günü devam edilen mahkemede yine karar verilmedi. Daha önceki celselerde savunmalarını tamamlayan sanık avukatları, müvekkillerinin mahkûmiyeti için yeterli delil olmadığını belirterek beraat talep etmişlerdi. Dosyayı incelemeye alan mahkeme heyeti, iki duruşmadan beridir davayı karara bağlamadı. 3 Nolu Mahkeme'nin yedek heyetlerle duruşmaları yapması dolayısı ile kararın ne zaman verileceği belirsizliğini koruyor. Tahliye taleplerini reddeden mahkeme duruşmayı 15 Kasım 1996 saat 15.00'e bıraktı. Halen Ekrem Baytap, M. Zeki Yıldırım, M. Ali Şeker ve Kutbettin Gök bu davadan tutuklu bulunuyor.
M. Ali Bilici, Zübeyir Gümüş ve Yazarımız Rıdvan Kaya'ya DGM'den Hapis Cezası
İstanbul 4 Nolu DGM'de 23 Eylül günü son duruşması yapılan davada mahkeme, M.1 Ali Bilici ve Zübeyir Gümüş hakkında yasadışı İslami Hareket isimli örgütün kurucusu oldukları gerekçesi ile 22,5 yıl; yazarımız Rıdvan Kaya'ya ise İslami Hareket adlı örgüte yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle 4,5 yıl hapis cezası verdi. Daha sonra bu mahkumiyet kararlarında indirim yapan mahkeme heyeti, M. Ali Bilici ve Zübeyir Gümüş'ün cezalarını 18'er yıl 9 aya, Rıdvan Kaya'nın cezasını ise 3 yıl 9 aya bağladı. Her üçü de tutuksuz yargılanan sanıklar, son duruşmaya katılmadılar.
Daha önce, tüm sanıkların tahliye edilmiş olduğu davada, yargılanma sürecinde dosyaya yeni bir delil girmemesine rağmen verilen bu ağır mahkûmiyet kararları şaşkınlık yarattı.
Duruşmadan sonra açıklama yapan sanık avukatları mahkumiyet kararına çok şaşırdıklarını, zira tahliye kararı verildikten sonra dosyada hiçbir değişiklik olmamasına rağmen bu kez tahliye gerekçelerinin tersine çevrilerek verilen mahkumiyet kararını temyiz edeceklerini belirttiler. Ayrıca Zübeyir Gümüş ve M. Ali Bilici hakkında gıyabi tutuklama kararı vermesi, mahkemenin başka bir tutarsızlığı olarak değerlendirildi.
Rıdvan Çağrıcı'nın Duruşması
Daha önce hakkında örgüt üyeliğinden mahkûmiyet karan verilen Rıdvan Çağrıcı'nın dava dosyası Yargıtayca şekil yönünden eksiklik bulunduğu gerekçesiyle bozularak tekrar mahkemeye geri gönderilmişti. 23 Eylül günü devam edilen duruşmada Yargıtay kararına uyulmasına karar verilerek duruşmaya devam edildi. Ancak Savcı, Rıdvan Çağrıcı'nın örgüt üyeliğinden tekrar mahkum edilmesi yolunda mütalaa verdi. Sanık avukatı savunmasını hazırlamak üzere mehil istedi ve duruşma 4 Kasım 1996 Saat 11.00'e bırakıldı.
Tahir Gül ve Arkadaşlarının Davası
"Müslüman Gençlik" adlı yasadışı örgüt üyesi oldukları gerekçesi ile İstanbul 4 Nolu DGM'de yargılanan Tahir Gül, Muhammed Şerbetçi ve arkadaşları hakkındaki davaya 14 Ekim 1996 saat 11.00'de devam edilecek.
Cengiz Sarıkaya'nın Duruşması
Halen kısmi felç durumu devam eden Cengiz Sarıkaya'nın duruşmasına 31 Ekim 1996 saat 10.00'da devam edilecek.
Sabri Aktaş ve Arkadaşları ile İlgili Dava
İstanbul 5 Nolu DGM'de yargılanmakta olan Sabri Aktaş ve 5 arkadaşı hakkında bir önceki duruşmada savcı, TCK 146 gereğince idam talebi ile mütalaasını vermiş ve sanık avukatlarına, savunmalarını tamamlamaları için süre verilmişti. Savunmaların yapılacağı duruşma 8 Ekim 1996 saat 9.20'de görülecek.
Kırşehir Cezaevindeki Müslüman Siyası Tutsakların Şevkleri Niçin Yapılmıyor?
Düzce Hizbullah davasından idam cezası almış bulunan Cengiz Çelik, Hasan Aşar ve Güngör Gök adlı üç müslüman tutsağın, memleketleri olan Düzce ya da İzmit veya bu bölgeye yakın bir cezaevine sevklerini defalarca istemelerine rağmen, talepleri dikkate alınmamıştır. Sivas davasından tutuklu müslümanların Sivas'a sevkleriyle Kırşehir Cezaevinde üç kişi kalan bu müslümanların taleplerinin basına ve avukatlarına ulaşmasını cezaevi idaresi engellemektedir. Çelik ve arkadaşları mağduriyetlerinin giderilmesi için müslüman kamuoyunun ve ilgili kuruluşların girişimlerini beklemektedirler.