İzmir DGM'de karar 6 Kasım'da
İzmir DGM'de yargılanmakta olan müslümanların 5 Ekim 1995 günü yapılan duruşmalarında sanık vekilleri "esas hakkında savunma" yaptılar. İddia makamı, bu davada yargılanmakta olan Mahmut Uyan, Ahmet Şat, Şevket Baytap ve Abdüsselam Durmaz'ın "laik TC devletinin anayasal düzenini silah zoruyla değiştirerek yerine Kur'an'a dayalı bir devletin kurulmasına teşebbüs" suçlaması ile TCK 146/1. maddesine göre idam, Sevgi Engin'in ise İslami Hareket örgütüne yardım etme suçlaması ile TCK 169. maddesine göre 4,5 yıldan 7,5 yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti. Karar verilecek duruşma, 6 Kasım 1995 günü yapılacak.
Sabri Aktaş ve arkadaşlarının davası
Sabri Aktaş ile birlikte altı müslümanın 5 nolu DGM tarafından yargılanmaları devam ediyor. Bilindiği gibi bu dava dosyasında isimleri yer alan Mevlüt Demir, 19 Mart 1993; Abdullah Bilen, Hüseyin Temurcu ve İbrahim Vural ise 5 Kasım 1993 tarihlerinde polis tarafından "yargısız infaz yöntemiyle cezalandırılmışlardı". Bu davanın tamamlanması bürokratik gecikmelerden dolayı sürekli erteleniyor. Tutanak tutan polisler, 2,5 yıllık süreden beri bir türlü getirilip dinlenemiyor. Bu davaya 2 Kasım 1995 günü saat 14.00'de devam edilecek.
İslami Hareket Ana Davası
20 Ocak 1993 günü başlayan operasyonlarda 20 müslüman yakalanmış, günlerce işkence gördükten sonra mahkemeye sevk edilerek 18'i tutuklanmış ve Bayrampaşa Cezaevi'ne konulmuştu. Yapılan ilk duruşmada 11'i, takip den duruşmalarda ise 4'ü tahliye edildi. Daha sonra Ankara DGM'den 2, İstanbul 3 nolu DGM'den 2 ve İstanbul 2 nolu DGM'den 1 olmak üzere toplam 5 müslümanın da dosyalarının birleştirilmesi ile İstanbul 3 nolu DGM'de görülmekte olan bu davada yargılanan müslümanların sayısı 25'e çıktı. Bunlardan Kutbettin Gök, M. Ali Şeker, M. Zeki Yıldırım ve Ekrem Baytap halen Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu bulunmaktalar.
Bu dava ile ilgili olarak İstanbul 3 nolu DGM'de 11 Ekim 1995 günü yapılan duruşmada Savcı esas hakkındaki mütalaasını okudu. Bu mütalaa ile;
Mehmet Ali Şeker'in TCK 146/1 maddesine göre idam; Hüsnü Yazgan, Mehmet Kaya, Ekrem Baytap ve Necmi Aslan'ın TCK 168/1. maddesine göre en az 22,5 yıl ağır hapis cezası; Kutbettin Gök, M. Zeki Yıldırım, Fahrettin Baytap, Abdülaziz Ocakhanoğlu, M. Şah Çınar, Yusuf Altun, M. Can Direk, Adnan Günaydın, Serdar Altun, Ayhan Usta, Adil Ateş, Abdurrahim Aksoy ve M. Zeki Deniz'in TCK 168/2. maddesine göre 15 yıldan 22,5 yıla kadar ağır hapis cezası; Sait Engin ve Ali Akyüz'ün TCK 169. maddesine göre 4,5 yıldan 7,5 yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarını; Muhittin Yıldırım, Habib Yıldız, M. Sait Ekmen, Nazlı Baytap ve Haşine Yağmur'un beraatlerini talep etti.
Bu mütalaa, 2 yıl 8 ay 21 günlük yargılamanın sonunda verilmiştir. Müsnet suçların işlendiğine dair hiçbir delil elde edilmediği duruşmalar sonunda savcılığın, polis fezlekesinden alıntılar yaparak hazırladığı 12 sayfalık esas hakkındaki mütalaa müslümanları yıldırma ve sindirme amacına yöneliktir. Yoksa mer'i hukukla bağdaşır bir yanı yoktur. Yargılanmakta olan müslümanlara ve vekillerine "esas hakkında savunma" hazırlamak üzere süre verildi. Savunmanın yapılacağı duruşma, 27 Kasım 1995 günü saat 14.00'de yapılacaktır.
Düzce tutuklularından altısına tahliye
Düzce'de yakalanıp Kırşehir Cezaevi'nde tutuklu bulunan 11'i tutuklu 15 müslümanın Ankara 2 nolu DGM'deki duruşması, 25 Ekim 1995 günü yapıldı. Duruşma sonunda tutuklulardan Yılmaz Demirtaş, Halil Kurt, Hayrı Yıldırım, Cengiz Aksoy, Abdülnihat Taştan ve Yusuf Dayar tahliye edildiler.
Tahir Gül'ün davası
İstanbul 4 nolu DGM'de görülmekte olan ve Tahir Gül ile Muhammed Şerbetçi'nin tutuklu bulunduğu bu dava, "esas hakkında savunmaların yapılması için 13 Kasım 1995 günü saat 11.00'e bırakıldı.
Yazarımız Rıdvan Kaya'nın yargılanması devam ediyor
Dergimiz yazarlarından Rıdvan Kaya ile beraber Zübeyir Gümüş ve M. Ali Bilici'nin İstanbul 4 nolu DGM'de devam eden duruşması 13 Kasım 1995 günü saat 9.50'de gerçekleştirilecek.
Yeni Yeryüzü'nün davaları
TCK 312. maddesine muhalefetten İstanbul 5 nolu DGM'de devam etmekte olan Yeni Yeryüzü Dergisi ile ilgili dava, 7 Kasım 1995 günü saat 10.00'da görülecek. Yeni Yeryüzü hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'na muhalefetten açılmış olan bir başka davaya da İstanbul 3 nolu DGM'de 8 Aralık 1995 günü saat 9.40'da devam edilecek. Her iki davadan da yargılanmakta olan dergi sorumlusu Ahmet Mayalı, "esas hakkındaki savunma"sını yapacak.
Yargıtay'dan Mehmet Pamak ve İ. Süreyya Sırma hakkındaki beraat kararlarına bozma
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bilinen geleneğini bu kez de bozmadı. Bilindiği gibi Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanık aleyhine verdiği kararlarla meşhur. 1994 yılında Şehidler Gecesi'nde yaptığı konuşmasından dolayı TCK 312, maddeden yargılanan Mehmet Pamak, İstanbul 4 nolu DGM'de, konuşmasında suç unsuru bulunamaması nedeniyle beraat etmişti. Savcının temyiz istemi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi beraat kararını bozdu. Bu karara göre Mehmet Pamak yeniden yargılanacak.
Yine geçtiğimiz yıl Fatih Camii'nde yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul 3 nolu DGM'de yargılanarak beraat eden İ.Süreyya Sırma hakkında verilen kararın da bozulduğu öğrenildi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nden çıkan bu bozma kararı sonucu İ.Süreyya Sırma da 312. maddeden yeniden yargılanacak.
Mustafa İslamoğlu Kürt sorununa müslümanca bakmanın bedelini ödeyecek!
Mustafa İslamoğlu, Mazlum-Der'in düzenlemiş olduğu "Kürt Sorunu Forumu"nda "Kürt sorunu, sistem ve müslümanlar" başlıklı tebliğinden dolayı 12 ay hapse mahkum edildi. İslamoğlu hakkında TCK 312 ve 159. maddelerinden dava açılmış, verilen karar itiraz edildiyse de Yargıtay 9. Dairesi'nin de onayıyla hapis cezası kesinleşti. Mustafa İslamoğlu 13 Ekim 1995 tarihinde Akabe Vakfı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Ülkede yaşanan tüm sorunların kaynağında laik-batıcı zihniyetin yer aldığını, Güneydoğu ve Kürt sorununa da aynı zihniyetin sebep olduğunu ifade etti. Resmi İdeolojinin kendi dışındaki tüm inanç ve düşünceleri kendisine hasım ilan ettiğini, ama İslam'ın rejim açısından basit bir hasım değil, can düşmanı olduğunu sözlerine ekledi.
Hiçbir resmi ya da gayrı-resmi sebep olmamasına rağmen Mısır'dan dönüp hapse giren İslamoğlu, konuşmasında şu vurguları yaptı: "İnsan olmanın ve müslüman olmanın bir bedeli vardır. Bu bedeli ödememiz gerektiğinde göz kırpmadan ödemek aydın olmanın olmazsa olmazıydı. Biz müslümanlar imanımızın bedelini ödemeliyiz. Hak ve batıl mücadelesi tarih boyunca devam etti. Eğer hak çizgi üzerinde bulunuyorsanız, sizden önce bu çizgi üzerinde bulunanların başına gelenlerin sizin de başınıza gelmesini göze alıp peşinen bunu kabullenirsiniz. Böyle bir şeyi kabullenmeden bu çizgide bulunmak mümkün değildir. İnancımızın bize "öde" dediği bedel önümüze gelirse bunu da ödemek zorundayız".
Rejimin düşünceye zincir vurmaya çalışan zorba tutumunu şiddetle kınıyor ve Nurettin Şirin'in boşalttığı Gölcük Cezaevi'ne verilen cezayı yatmak üzere giren Mustafa İslamoğlu'nu kutluyoruz.