1.
Kara çalar üstümüze gece
bilenler söylemez
söyleyenler bilmez mi ki
mağrib'de gün üşümekte
yaşlı gözleriyle kadınlar
ağlamakta bilmeden
çocukları nereye sürgün edilmekte
2.
Devir
o eski devir değil
değişmese de çocukların yüzleri
yeniden inzal olmakta kitap ve demir.
3.
Bir muştu ki ey
beyazıt'tan çıkıyor alev alev
çıkıyor bir kurşun gibi
yükseliyor dudaklarından kelimeleri
bir şiir
ve bir kitap gibi
eritiyor
gecenin
çelikten izlerini
kanırtıyor
ortadoğulu çocukların gözbebeklerini.
4.
Kurşun
kurşun
kurşun gibi
aynı adım yürümekte
ve baltalardan yapılmış kaşlarımız bileklerimizde
kızıldeniz geçitinde
su sesleri kesilmekte
kesildikçe kesilmekte gece
şafak gözlerimizde büyümekte.
5.
Yaşam kokar tabutlarımız
ölüm gökyüzüdür bize
sakın
sen ağlama çocuk
güneşler çıkarır koynumuzdan
aşk çekeriz
sürme yerine gözlerimize
ne uzak iklimler biliriz
yürürken bir baştan öbürüne
sakın
sen ağlama çocuk
seni de büyütür bu kin ve hüzün
seni de yürütür ölümüne