"Kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş" diye söylenen bir halk deyişi vardı. Son yıllarda bu söz "Laik TC sıkışmayınca MGK tavsiyede bulunmazmış" diye söylenir oldu. Ama Türkiye son aylarda öyle yoğun bir irtica tehdidi içerisine girdi ki, MGK tavsiyesi sıkışıklığa mahal vermezden evvel devreye girer oldu. Peki bu durum nasıl oldu da böyle oldu? Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni MGK tavsiyeleriyle daha bir laikleşmeye, daha bir demokratikleşmeye zorlayan iç ve dış âmiller nelerdi? Şüphesiz bunun pek çok sebebi vardı; fakat bunları tartışmak yerine son dönemde meydana gelen bazı olaylara değineceğiz.
Türkiye'nin coğrafi, sosyolojik, iktisadi, kültürel veya hukuki alanda neye ihtiyacı vardır, nasıl bir teşebbüs gerekir gibi soruların cevabını en iyi bilen, en iyi takdir eden kurum, hiç şüphesiz komutanların oluşturduğu MGK'dır. Bu hususlar, onun tarafından takdir ve icra edilir. Nitekim öyle yapılıyor da... İç siyaset de, dış siyaset de, Kıbrıs sorunu da, Kuzey Irak sorunu da. ABD ile AB ilişkileri de, Habur kapısının açılması da, İran doğal gazının Türkiye'ye transferi de, Beşiktaş'ın teknik direktörünün görevden alınıp-alınmaması da, birinci lig ve bazı özel maçların TRT'den naklen verilmesi de, havaalanının nereye yapılacağı da, bayramın nasıl kutlanacağı da, ezanın hangi camilerden okunacağı da, ibadetin Türkçe yapılması da, asgari ücretin vergiden muaf tutulmaması da, RP'nin kapatılması da, DYP'nin dağıtılması da... MHP'de Devlet Bahçeli'nin değil, Tuğrul Türkeş'in başkan seçtirilmesi de, İslami hassasiyete sahip firmalara boykot uygulanması da, vakıfların, derneklerin, platformların işleyişi de, memur yemininin nasıl olacağı da, kimin dekan veya rektör olacağı ve benzer türden her konuya da doğal olarak karar verecek olan kurum MGK'dır. Çünkü dünya tarihinin gelmiş geçmiş en zeki, en çalışkan, en demokrat, en laik ve en vb. sıfatlarla mücehhez olan Türk ordusunun komutanları bu ülkeye ve bu ülkenin insanlarına Mustafa Kemal tarafından lütfedilmişti. Doğal olarak lütfedilen bu komutanlar da daha işlevsel, daha faydalı olarak nasıl vazife yapabiliriz kaygısıyla yanıp tutuştukları için RTÜK ve frekans tahsisleri ihalesine de ister istemez bir el atma ihtiyacı hissettiler. "Dini siyasete alet eden", "laik değerlere gölge düşüren", kartelci medyanın haricinde çatlak sesler çıkaran İslamcı kanalların susturulması ve bazı "demokratik-hukuki" düzenlemelere gidilmesi için komutanlar RTÜK'ü de markaja aldılar. RTÜK Başkanı ve üyelerinin hazır bulundurulduğu toplantılarda sürekli atak yapan komutanlar sorti üstüne sorti yaparak karşı tarafın defansını dağıttı. Başkan istifa etti. İhaleler ertelenecek, RTÜK'ün üstünde daha bir üst kurul oluşturulacak. Tedbirler ve teşebbüsler bunlarla kalmıyor. Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesi Başkanlığı, önümüzdeki günlerde bazı projelerin hayata geçirilmesine de imza atacak. Üst düzey bir askeri yetkiliden elde ettiğimiz bazı bilgilere göre, projede yer alan hususlardan bazıları şunlar: Amir Ateş ve İlahi Grubuna 10. Yıl Marşını ilahi formunda söyletmek, peruk üretimini arttırmak ve başörtüsü üretimini durdurmak. Horozların sabah ötüşlerindeki düzensizliği engellemek amacıyla bir merkez ve üst denetim kurulu oluşturulması, süt verimini yükseltmek üzere ülke genelindeki inek ve koyunlara Atatürkçülük bilinci aşılanması kampanyası düzenlemek, ayvaların sararması, marulların yeşermesini hızlandıracak psikolojik altyapıyı oluşturmak vb. gibi hususlar... Komutanlar halkımızın gönlünü yatıştıracak tedbirler için vardı ne de olsa. Adı üstünde; Laik Hızır Acil Servis!