İDKAM'da düzenlenen etkinliklere bu ay da Vahdettin Işık'ın sunduğu "Kur'an'da ve günümüzde egemenlik ilişkileri" konulu konuşmayla devam edildi.
Egemenlik deyince insanların zihninde genellikle güçlü bir merkezi otoritenin toplumu tamamen kontrol edip yönlendirmesi şeklinde bir düşüncenin canlandığını belirten Işık, bu düşüncenin İnsanlara bir yılgınlık ve çaresizlik psikolojisini beraberinde taşıdığını ve bu güçlü merkezi otorite tarafından kontrol edildiğine inanan insanların, kendilerinde haksızlıklara ve zulme karşı çıkma gücünü de bulamadığını vurguladı. Işık, bu düşüncenin yanlış olduğunu, bunu toplumsal baskı gruplarının ortaya koyduğunu belirtti.
Işık, Kur'an'ın ilk ayetlerinden yola çıkarak egemenlik kavramı hakkında şöyle bir tasnifin yapılabileceğini belirtti:
1-Ekonomik gücü ve kolluk gücünü elinde bulundurmak: Tekasür 1-2. ayetlerde geçen çoklukla Övünme ve Müddessir 12-15. ayetlerde geçen mal yığmaya olan bitmez tükenmez istek.
2-Egemenler, sınıflı bir yapıyı öngörüp bunu kışkırtmaya çalışırlar: Maun süresindeki miskine ve yetime karşı olan olumsuz tutum. Yine Fecr 17-29. ayetlerde anlatılan ve kapitalist mantığın temel karakteristiği olan malı haksızlıkla yemek ve ona olan düşkünlük.
3-Zulüm düzenini sürdürmek için bir hukuk mekanizmasının oluşturumu. Taha 70-71. Özellikle 71. ayetteki vurgu ilginçtir. Firavun (egemen güç veya güçler) insanların neye inanıp neye inanmayacağını belirlemeye kalkar. Buruc suresinde ise yine egemen güçlerin temel karakteristiği olan işkencecilik ve hakimiyet tutkusu ifade edilir.
4-Sureti hak'tan görünmek, yani Allah ya da risalet inkar edilmiyor gibi gösterilip bir takım kısıtlamalar koymak: Furkan 7-8. ayetlerde anlatılan peygamberin beşer oluşuna hayret edilmesi veya Maun suresinde anlatılan "kıldığı namazdan gaflette olanlar". İslamizasyon politikaları da bu çerçevede değerlendirilebilir.
5-Tüketim kültürünü yerleştirmek ve tebaayı lümpenleştirmek: Hümeze 2-3. ayetlerde anlatılan "malı toplayıp yığan ve onu sayan" tutum. Yine "iki zümreden hangisi makamca daha üstün" mealindeki ayet de bu tutumların bir ifadesi.
Işık, konuşmasını şu sözlerle sona erdirdi: "Özetle, merkezi otorite tek başına egemenlik kavramını tam olarak açıklayamaz, gücü her şeye yetmez. Dolayısıyla yılgınlık ve atalet psikolojisinden kurtulmamız, günlük işleyiş içinde haktan yana tavırlar koyarak örgütlü mücadelemizi sürdürmemiz ve işleyen zulüm çarkına bu şekilde çomak sokmamız gerekmektedir".