Günümüz Tefsir Problemleri adındaki bu kitap, Ekim 1995'de Esra Yayınları'ndan çıktı. Genel olarak üç bölümden meydana gelen kitabın ilk bölümünde günümüz tefsir ekolleri yer almaktadır. Yazar, sırasıyla bu ekollerin tefsirde esas aldıkları yaklaşımları ve metodları dile getirdikten sonra, onların zaaf noktalarını ve kendilerine yapılan itirazları açıklamaktadır.
İlk bölümde Muhammed Abduh'un kurucusu kabul edildiği içtimai tefsir ekolü ele alınmaktadır. Bu ekolün en bariz özelliği olarak tefsiri "İnsanlığı dünya ve ahiret mutluluğuna götüren bir din olması yönüyle Kur'an'ı anlamaktır" şeklinde yorumlayan yaklaşım dile getirildikten sonra ekolün diğer özellikleri ele alınmaktadır. Bunlar Kur'an'ı anlamada ve yorumlamada aklın önemi, taklitten ve İsrailiyat'tan sakındırma gibi konu başlıkları altında açıklanmaktadır. Bunun yanında sahih rivayetlere gereken önemi vermemeleri ve modern İlimlerin etkisinde kalmaları açısından ekole yapılan itirazlar da dile getirilmektedir. Yazar sonuç olarak tüm hata ve eksikliklerine rağmen bu ekolün çağımıza damgasını vurduğunu, tefsir faaliyetlerine yeni bir boyut kattığını belirtmektedir. Ayrıca bu bölümde diğer tefsir ekolleri de ele alınmakta olup, bunların Kur'an'a yaklaşımları, tefsirdeki metodları ve kendilerine yapılan itirazlar dile getirilmektedir.
Kitabın İkinci bölümünde Kur'an'ın anlaşılmasına dair problemler ele alınmaktadır. Bu bölümün ilk konusu tefsirde hataya düşme nedenleridir. Bu hatalar arasında rivayetlerin tahkik edilmeden nakledilmeleri, müfessirin önyargıları ve Kur'an'ı ilk dönemdeki Arap dili üzere indiği hesaba katılmadan mevcut Arapça ile tefsir edilmesi sayılmaktadır. Yine aynı bölümde nesh problemi de ele alınmaktadır. Yazar olaya Kur'an bütünlüğünde bakıldığında neshin varlığının mümkün olmadığını belirterek, Kur'an'ın hükümlerinin bütün zamanlarda geçerliliğini devam ettirdiğini dile getirmektedir. Yine hükmünü kaybetmiş bir ayetin Kur'an'da bulunmasının anlamsız olduğunu, nesh edildiği söylenen ayetlerin şartları vuku bulduğunda yine hükmünün geçerliliğini sürdüreceğini belirtmektedir. Yine bu bölümde ayrıca zahir-batın problemine ve sünnetin Kur'an tefsirindeki yerine değinilmektedir. Ancak bu bölümde yazar, sünnet kavramını hadisle eş anlamda kullanmaktadır. Oysa haber-i vahid olan ve bağlayıcı olmayan hadisle, Kur'an'ın açıklayıcısı olan sünneti birbirinden ayırması gerekirdi.
Modernizmin etkisinde bazı problemler başlıklı üçüncü bölümde ise ağırlı olarak kadın konusu üzerinde durulmakta, bu hususla ilgili olarak İslam'a yapılan eleştiriler cevaplandırılmaktadır. Bunun yanında bu bölümde eş olarak kadın, kadının şahitliği, çok kadınla evlenme ve sosyal hayatta kadın gibi konu başlıkları da yer almaktadır.
Kitapta son olarak kıssalar konusu ve reenkarnasyon inancı ele alınmakta olup, bu inanca sahip olan kişilerin ileriye sürdükleri delillerin tutarsızlıkları dile getirilmektedir.
Eser, çağımız tefsir ekollerinin ve özellikle de modernizmin etkisiyle ortaya çıkan bir takım problemler hakkında genel bilgiler edinme açısından faydalı bir muhtevaya sahip. Ancak verilen bilgilerin ve yapılan değerlendirmelerin tam manasıyla yeterli olduğu söylenemez. Bu aynı zamanda eserin sınırlı olma niteliğinden de kaynaklanmaktadır.