Aziz ve saygıdeğer kardeşlerim,
Öncelikle tüm kalbimle selam ve saygılarımı sunar, Allah Subhanehu ve Teala'dan sağlık, esenlik, sabır ve başarılar dilerim.
Kudüs Günü programı dolayısıyla gönderdiğiniz davetiye dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Bu cihetle öncelikle böylesi anlamlı bir programı düzenlemiş olmanızdan dolayı tebriklerimi sunmak istiyorum. Böylesi programların, hususen Kudüs Günü'nün ihya edilmesinin ne kadar anlamlı ve saygıdeğer olduğunu ifade etmeye hiç gerek yoktur doğrusu.
Şahsen Kudüs Günü programını, kendi hayatımda bir dönüm noktasını oluşturmasının ötesinde, Allah'ın şiarlarının yüceltilmesi, mukaddes intifadamızın ümmetleşmesi ve küreselleşmesi, ümmet bilincinin kuvveden fule dönüşmesi, ümmetimizin istikbal ve kaderinde bir mihenk noktasını ifade eden direnişimizin bir sancak olarak omuzlardan omuzlara taşınması cihetiyle, şüphesiz ki apayrı ve evveliyeti haiz bir program olarak algılıyorum.
Nitekim Kudüs Günü programı dolayısıyla "Kudüs Günü, İslam'ın diriliş günüdür." şiarını hatırlamamak mümkün değildir.
Ümmetimizin direniş coğrafyasındaki tüm mücadeleler kuşkusuz ki apayrı bir değer ve önem taşırlar. Ancak Kudüs davasının tüm bu mücadelelerin bir simgesi ve bileşkesi olduğu da bir gerçektir. Bu noktada Kudüs davasını, İslam davasının özü ve anası olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. Şehid Dr. Şikaki'nin "Kudüs ve İslami Hareket" adlı kitabında, Kudüs davasının, ümmet açısından mihveriyetine ilişkin açıklama ve mütaalası bu hakikati daha belirgin kılmaktadır.
Bunun içindir ki, Kudüs davası, tevhit davası ve Kur'an davasıdır; Kudüs davası, ümmet davası ve topyekün kurtuluş davasıdır.
Kadın erkek her bir Müslüman bu davanın asli unsurlarını oluşturuyor. Bütün ümmet yok olsa ve geriye sadece bir erkek ve bir kadın müslüman kalsa, onların öncelikli davası yine Kudüs davası olacaktır.
Ne mutlu muhlis ve gayretli bacılarıma ve kardeşlerime ki diğer sahalarda gösterdikleri hassasiyet ve sorumluluğu bu noktada da en güzel bir şekilde ortaya koymaktadırlar. Gıpta ediyor olmak, yetersiz kalmaktadır; sonsuz hamd u sena etmek gerekir ki bu övüncü taşımaktadırlar.
Rabbimizden dileğim kardeşlerimi her daim başarılı kılması ve tüm güzelliklerini, lütuf ve bereketlerini üzerlerine yağdırmasıdır. Ve İnşallah bu asil ve onurlu kavgamızda kardeşlerimle omuzdaş olmak ve tüm varlığımızla her vesileyi paylaşabilmek için Rabbimiz kapılarını yüzümüze açar.
Takdir edersiniz ki zindanlarda kalmak ve hayatı buralarda doldurmak bizlere zor gelmez; zira bu da davamızın bir safhasıdır ve bizler bununla hüzün değil övünç duyarız. Ancak ümmetimizin en zorlu sınavlardan geçtiği bir dönemde; gayretli, yiğit ve şehadetperver müslümanların her bir alanda, ağır ve onur dolu bedeller ödediği bir süreçte sorumluluklarımızı bütün varlığımızla paylaşamıyor olmak, onlarla aynı havayı soluyamamak ve onların yar ve ensarı olamamak zor geliyor.
İşte Rabbimizden dileğimiz budur. Sizlerden istirhamım dua ediniz de bu ideal ve özlemlerimize ulaşalım. Yüreklerimizle ve tüm benliğimizle bulunduğumuz yerlerde, bedenlerimizle de bulunalım.
Tekrardan selam ve saygılarımı sunuyor, Allah Tebareke ve Teala'dan sağlık, esenlik sabır ve başarılar diliyor, ortaya koyduğunuz ibadi gayretleriniz, ilkeli ve kararlı istikametiniz ve övünç dolu azminizden dolayı bir dostunuz ve yoldaşınız olarak tebriklerimi arz etmek istiyorum.
Allah yardımcınız olsun...
Canımız, kanımız sana feda olsun Aksa!