Filistin, yeryüzünün neresinde yaşıyor olursak olalım, bir biçimde, insan olmanın sınandığı yerdir kuşkusuz.
Son kertede bile, beyaz bayrak çekmeyi yahut teslim olmayı onuruna yediremeyen tek evidir dünyanın. Asla nadasa bırakılmayan tarlalara direnen çocukların ekildiği münbit bir coğrafyadır. Göğsünde "Kudüs" adlı bir inanç ve ateş yumağı barındıran, iman izdihamının, zihin ve yürek aydınlanmasının en gözde, en bereketli pınarı olan Filistin; yıllardır bir direniş yurdu, bir mücadele mektebi olma özelliğini asla yitirmemektedir. Bu yüzden önemsenip dikkat çekmekte, bu yüzden sınanarak biriktirdiği şeyler, bütün dünya için öğretici, yüreklendirici hatta yol gösterici olmaktadır.
Oradaki hak ve özgürlük arayışı her yönüyle meşrudur.
Oradaki mücadele; dinamikleri, araçları, yöntemleri ve hedefleri itibariyle çok yönlüdür. Kültürel, siyasal boyut ameli olanla örtüşmekte; kolektif salih ameller eşliğinde kitleleşmektedir. Düşünce; sokağın, eylemliliğin, insani tavrın içinde biçimlenmektedir.
Oradaki çığlık, herkesin içini sızlatmakta; herkesi etkileyip duygulandırmaktadır.
Ve Kudüs, yeryüzünün en bilge durağı, en acılı yurdu, en doğurgan anasıdır.
Adıyla, tarihiyle, kendisi için verilen savaşımlarla çok yönlü bir sembol olan Kudüs, hem Filistin ve Ortadoğu sınavında hem de Müslümanlık ve insanlık savaşımında merkezi bir konuma sahiptir.
Her dönemde dünyanın sürekli cıvıldayan kalbi olan Ortadoğu'da Kudüs, hem bir atardamar hem de bir toplardamardır.
Kudüs; Taifli çocukların taşladığı, başını yardığı, ayaklarını kanattığı mustez'af bir peygamberin, getirmiş olduğu mesajın evrenselliğinin teyit edildiği yerdir. Salihlerin yurdudur. Bir sevda durağıdır. Kuyumcu rikkatiyle işlenmiş bir yeryüzü örtüsüdür. İnancın vazgeçilmez sılasıdır. En bilimli annedir. Direnişe, sabra bey'at etmiş vuruşkan şahanların sığınağıdır Kudüs.
Arzın üstünde bir sancak, bir bildiri, görkemli bir çınar gibi durur o. Tanklara, barikatlara, kurşunlara inat. Zorluklara, baskılara, ihanetlere inat. Sınırlara, setlere, duvarlara, kuşatmalara direnerek. Kardeş kılarak mücadele öbeklerini, körpe filizleri. Tutuşturarak sönmeye yüz tutmuş meşaleyi her yanda. Musa ile direnişi kuşanır o, İsa ile bıkmadan uyarır. Yakup'la ağlar, Davut'la birlikte ateşe verir sesini. Ve Muhammed'in inkılapçı mesajı göğsünü titretir onun sürekli.
Şehir unutmaz! Ve Kudüs yeryüzünün ta ortasından, göğsünden fışkırmış bir direniş çığlığı, bir alev topu, göğe uzanan bir şehadet parmağıdır! Yeryüzünün en görkemli bildirisidir!
Kudüs bizim evimizdir, Ortadoğu mahallemiz. Ve herkes bilsin ki evimiz satılık değil!..