Gittin masum bebeğim
Evimize ateş düştü
Firavunun döktüğü kan dehlizlerinde
Büyüyor inatla öfke
Guta şehirlerin çığlık yeridir
Vallahide billahide
La galibe illallah
Onlar vurdukça biz büyüyeceğiz çocuğum
Yorgun bir gecede
Güneşin haritasını çizmiştin
Ne zaman doğacak demiştin
Guta'ya
Her gece ölüme gider gibi varırdın uykuya
Kan ırmakları aktı sokağımızdan aylarca
Kimyasal silahların, varil bombaların altında
Acımasızca vurdular körpe ceylanları
Bulut bulut yükseliyor kanları
Yüzü aydan güzel kızım
Şanlı kıyamın ninnisinde büyüdün
Ve ahların feryatların
Bir gelip bir kaybolan umutların
Çizdiğin güneşin sapsarı yalnızlığında boy attın
Bebeğim gözyaşım her damlasında sen
Sen gittin biz öylece kaldık çaresiz
Kırılan aynalarda sana ait ne kaldı
Şimdi neye uzansam sen değilsin
Söyle kızım konuş
Guta'da ölümden öte yol yok mu dersin
Düşlerimizi vurdular bebeğim
Güzelim yurdumuzu karanlığa boğdu firavunlar
Kimyasal ölümün buz kesmiş koynunda çocuklar
Her yanımız yangın zehirli gazlar
Her yanımızdan derin acılar
Her yanımız kan
Her yanımız şehit
Ciğerimiz şehit nefesleriyle mümbit
Kırgınım kızım
Sözünü unutanlara
Kardeşinin elini tutmayanlara
Düşeni kaldırmayanlara
Zalimin yanında durup, mazluma timsah gözyaşı akıtanlara
Bahane arayanlara
Zulümlere mezhep gözüyle bakanlara
Kırgınım
Hem bu dünyada hem öte dünyada
Muntakim olan Rabbime şikâyet edeceğim