Memluklerin Son Asrında Hadis
Halit Özkan
Klasik Yayınları, Kasım 2014
İslami ilimlerde Kur’an’dan sonra gelen hadise dair, önemine binaen zengin bir literatür oluşmuştur. Tedvini, usulü, tarihi, önde gelen isimleri ile yüzyıllar boyu üzerinde çalışılmıştır. İstanbul Şehir Üniversitesi’nde akademisyen olan Halit Özkan’a göre, Hicri beşinci asır sonrasında hadis bilgileri daralıyor, çalışmalar yetersizleşiyor. Süregelen çalışmalar da daha çok İslam’ın ilk asırlarına yoğunlaşıyor. Hicri dokuzuncu asırda Müslümanların iki önemli ilim merkezinden biri olma hüviyetine sahip Kahire’deki ilmî durumu ele aldığı eserinde Özkan, toplumu ve ulemayı mercek altına alıyor. İmam Malik’in öğrencilerinin Kahire’ye gelişi, ardından İmam Şafii’nin Bağdat’tan bu şehre gelip yerleşmesi, Kahire’yi gözde kılan sürecin başlangıcını temsil eder. Söz konusu inceleme yaklaşık 130 yıllık süreci kapsıyor. Kaliteli bir baskı ile okuyucu karşısına çıkan eser, akademik titizliğe sahip. Çalışmaya kaynaklık eden zaman dilimi, Müslüman dünyada ilmî üretkenliğin yerini taklide bıraktığı, dinamizmin azaldığı, daha çok şerh-haşiye türünde telifat ile ilim geleneğinin sürdürüldüğü bir dönem olma özelliğine sahiptir. Örneğin belli başlı Buhari şerhleri bu dönemde kaleme alınmıştır. Muhaddis isimlerin incelendiği bölümde İbnü’l-Mülakkin, İbn Hacer, Kirmani ve bu isimlerin dâhil olduğu aile geleneği işleniyor. Dönemin hadis çalışmaları, somut ve özel bilgilerle aktarılıyor. Rihleler, imla ve miad dersleri bu meyanda zikrediliyor. Muhaddis çevrelerin dokuzuncu asırda tartıştığı meselelerin daha çok mutlak müçtehitlik ve hadis kitaplarının sıhhati olduğunu öğreniyoruz. Hadis okumaları için spesifik tarzda bir eser olması hasebiyle bu alandaki birikimi derinleştirebilecek özellikte olduğunu söyleyebiliriz.
Bir Hazan Devri Şairi Mehmed Akif Ersoy
Vahap Akbaş
Beyan Yayınları, Ocak 2015
Düşünüşte, tavır alışta bilgiden, fikirden ziyade duygunun etkili olduğu coğrafyamızda kanaat önderleri, âlimler bu halden nasibini alır. Ancak bilgi ile beslenmeyen tavırlar, tarafgirlikler köksüz ve anlamsızdır. Yakın tarihimizin önemli isimlerinden Mehmed Akif Ersoy’a ilişkin bu çalışma, söz konusu eksikliğin izalesinde esaslı bir adım olarak görülebilir. Geçtiğimiz yılın sonlarında vefat eden Akbaş, Akif üzerine uzun yıllar çalışmış isimlerden birisidir. Bu eserinde okuyucuya kapsamlı bir Akif portresi çiziyor. Piyasada var olan çok sayıda aynı benzer konulu çalışmalardan farkının da kapsamlı oluşu olduğunu söyleyebiliriz. Yakinen bildiğimiz kimliğiyle ‘şair’ Mehmed Akif’in yanında dönemin sosyal, siyasi hadiselerine duyarlılık gösteren, yazılar yazan, çeşitli karakter özellikleriyle çevresinde sevilen, pek bilinmeyen bir özelliği olarak sporla haşır neşir olan “karakter abidesi”, kitabı okurken zihinde beliriyor. Düşünce dünyasındaki önemine binaen hakkında yüzden fazla eser yazılmış, sayısız konferans ve panelin konusu olmuştur. Bariz yönü olan şairliğinin yanı sıra sahip olduğu güçlü diliyle çok sayıda nesir kaleme almıştır. Makalelerinde daha çok İslam dünyası ve Müslümanların durumunu, Batı’yla ilişkileri, ırkçılığı, özünden kopmuş aydınları ele almıştır. Günün sorunlarından kopuk değil sorunlarla hemhal bir yazardır Akif. Akbaş’ın çalışmasında Akif’in II. Abdülhamid’e muhalefetinin boyutlarını, tasavvufa yaklaşımını, “modernist” olarak nitelenmesinin sebepleri ve doğruluğunu, mebusluğunu, gününün meselelerini ve bunlara Akif’in yaklaşımını, Safahat eserine dair derinlikli bilgileri bulmak mümkün. Başta zikredildiği kişilerle kurulacak ilişkide bilginin baz alınması önemli bir ilke olduğu için Akbaş’ın bu eseri önem arz ediyor.
Batı Gözüyle Tecdid/İslam Dünyasında Tecdid Hareketleri 1700-1850
Ed. Nail Okuyucu
Klasik Yayınları, Ekim 2014
Dini, asılları ile anlama ve yaşama çabasını ifade eden ıslah hareketleri, her çağda belirli isimlerle temsil edilmiştir. Özellikle 18. asırdan itibaren gelişen ihya akımları, Batılıların ilgi alanına girmiştir. Askerî ve siyasi koldan devam eden sömürgeciliğin entelektüel boyutunu/desteğini ifade eden bu ilgi sonucunda Müslümanlar açısından da ufuk açıcı çalışmalar ortaya çıkmıştır. Nail Okuyucu’nun editörlüğünü yaptığı bu makale seçkisinde geçen yüzyılda aktif Batılı isimler yer alıyor. Eserin amacı, “modernleşme sürecinden nispeten kısa bir süre önce İslam dünyasının muhtelif bölgelerinde ortaya çıkan ve burada ‘tecdid hareketleri’ olarak adlandırılan oluşumlar hakkındaki Batılı tasavvuru ortaya koymak ve değerlendirmek” şeklinde ifade ediliyor. 1700’lü yıllarda öne çıkan Hint alt-kıtasından Şah Veliyullah Dehlevi, Arap yarımadasından Muhammed b. Abdulvahhap, Kuzey Afrika’dan Muhammed b. Ali es-Senusi kitapta etraflıca işleniyor. Kitabın derleme olması dolayısıyla bütüncül olmadığını, okuyucu zihninde genel hatları belirli bir portre çizemeyeceğini ifade edelim. Makalesi alınan isimler arasında “İslam: Süreklilik ve Değişim” kitabıyla bilinen John Obert Voll, çağdaş İslam siyaset düşüncesi konusunda uzman Reinhard Schulze, Rudolph Peters, Gideon Weigert gibi isimler mevcut. Kitaptan verim alabilmek için İslam’da ihya hareketlerine dair bir miktar okuma yapmış olmak önem arz ediyor. Her biri konusunda uzman yazarların ilgili makalelerinin derlemesi ile oluşması, eserin güçlü yönünü teşkil ediyor.