Kitaplık

Ali Ekber Konuk

Sınırın Sosyolojisi/Ulus, Devlet ve Sınır İnsanları

Ferhat Tekin

Açılım Kitap, Kasım 2014

Müslüman coğrafyanın son asrının acı gerçeği olan “ulusal sınırlar”ı konu alan kitap, sosyolog Ferhat Tekin imzasını taşıyor. “Ulus, ulus-devlet, ulusal sınır, sınırda yaşayan insanlar” konularını ele alan çalışma, meseleyi 5 bölüm halinde anlatıyor. Kitabın temel tezlerinden birisi, “sınır” gerçeğinin bugüne kadar sadece siyasi ve iktisadi boyutlarıyla ele alındığıdır. Yazar, sosyolojik pencereden olaya bakarken “sınır sosyolojisi” kavramını merkeze alıyor. Türkiye’de benzeri eserlerin hayli az olduğuna değinen yazar, saha çalışması da yaparak tezini teorik ve pratik temellere oturtuyor. Saha çalışması için üç devletin kavşağında yer alan Hakkâri bölgesi seçilmiş. Hadiseye anakronik yaklaşan kalemlerin tezlerine karşı yazar, “ulusal sınır” ve “sınır” kavramlarını, ayrı bir bölümde ve detaylıca ele alıyor. Roma, Mısır ve Çin medeniyetlerinin de belirli sınırlara sahip olduğunu belirten Tekin, bunlara saha çok “sınır boyu” denebileceğini ifade ediyor. Sınırın iki yakası arasında kültürel ve sosyal farklılıklar mevcut olduğu için modern sınırlardan oldukça farklıydı. Emperyal müdahalenin bugünkü sınırları meydana getirdiğini ifade eden Tekin’e göre ulus-devletlerin yöneticileri, sınırları siyasi boyuttan sosyal ve kültürel boyutlara taşıyabildiler. Bu başarı olarak addedilebilir yazara göre. Sınırın her iki yakada yol açtığı değişimler, hat boyunca yaşayan insanların zihnindeki sınır algısı gibi meseleleri açabilmek için kitabın okunmasıfaydalı olabilir. Son dönemlerde tüm dünyanın gözü önünde bir örgütün bile pratikte yok edebileceği noktaya gelecek kadar anlamsızlaşan ulusal sınırlara dair okumak, güncele ilişkin okura açılım sağlayabilir.

 

Kara Defter/Milli Mücadele ve Lozan

Kamil Maman

Timaş Yayınları, Eylül 2014

Türkiye’de iktisadi, siyasi, sosyal alanda son yıllarda önemli dönüşümler yaşanıyor. Ancak yıllar geçse de pek bir mesafe kat edilemeyen meseleler de mevcut. Yakın tarihe dair kaynaklar henüz radikal değişimler yaşayamadı maalesef. Hâlâ anı kitapları, en önemli başvuru kaynakları konumunda. Bu meyanda Atatürk’ün silah arkadaşlarından İhsan Eryavuz’un anıları, gazeteci Kamil Maman’ın yayına hazırlamasıyla çıktı. Eryavuz’un, I. Dünya Savaşı’nın başlarından 1923’e kadarki evreyi işleyen 3 defterlik hatıratı ancak basılabilmiş. Atatürk’ün ilk meclisteki ‘birinci grup’unda yer alan, 3 dönem Osmaniye vekilliği yapan, öncesinde Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucuları arasında bululan, İttihatçıların önemli adamlarından olan Eryavuz’un açık bir şekilde anlattıkları, yakın tarih literatüründeyer bulacağa benziyor. Sivas ve Erzurum kongrelerinin perde arkası, Lozan süreci, 1919-1922 arası süren savaşlara dair kayda değer yaşanmışlıklar kitapta yer alıyor. Örneğin Lozan heyetinin reisliğine Rauf Bey’in isteğine mukabil İsmet İnönü’yü atamak isteyen Atatürk,Eryavuz’a, sebep olarak “İnönü’nün direktif doğrultusunda çalışabilen biri olduğunu” söylüyor. Eryavuz’un Atatürk’e sadık geçen yıllarını açıkça yazmış olması, yakın tarih okurları için bir avantaj haline dönüşüyor. Kısıtlı Cumhuriyet tarihi kaynak listesine adını yazdırabilecek bir eser.

 

Müslümanların Tarihi

İhsan Süreyya Sırma

Beyan Yayınları, Ekim 2014

Türkiyeli Müslümanların kitaplıklarında çok sayıda kitabı bulunan İhsan Süreyya Sırma, okuyucu karşısına bu kez oldukça hacimli ve derli toplu bir eserle çıkıyor. ‘Müslümanların Tarihi’, yazarın ifadesiyle farklı bir tarih denemesi. Hz. Adem’den Osmanlı’nın yıkılışına kadarki evreyi işleyen Sırma, ayrıntılı ve kaynak niteliğinde bir genel tarih çalışmasından ziyade ‘kısmi siyasi tarih’ etiketli bir çalışma öngörmüş. Tarih perspektifi oturmadan okunacak tarih konulu metinler, sadra şifa olmayacağından ilk ciltte ‘tarih nedir’ sorusunun, yazarın zihninde ürettiği cevaplara dair uzun bir yazı yer alıyor. Peygamberler tarihi öz ve kısa anlatılıp Hz. Peygamber’in risaleti öncesi dönem/cahiliye dönemine geçiliyor.  İkinci ciltte risalet dönemi, üçüncü ciltte örnek halifeler ve Emeviler, dördüncü ciltte Abbasiler, Endülüs Emevileri, Selçuklular, Haçlılar dönemi ve son ciltte Osmanlı’nın tarih sahnesinde yer aldığı yıllar inceleniyor. Yazarın on küsur yılda hazırladığı bu kapsamlı çalışma, modern tarih biliminin öncülleriyle değil Kur’an’ın vazettiği öncüllerle hareket etmek gibi bir fark taşıyor. Özenli bir baskı ile hazırlanan kitap, ‘olaylar dizisi’ şeklinde bir vakayiname niyetiyle ile değil de ders çıkarılabilecek bir zihinle okunursa “okyanusta deniz feneri” misali yol gösterebilecektir.

 

Sözleşme Kültürü ve İlk Müslüman Toplum

Mustafa Arslan

Pınar Yayınları, Ekim 2014

Kadim zamanlardan bugüne bütün dinler, toplumsal hayata nüfuz edebildiği ölçüde başarı kazanabilmiştir. Bu bağlamda İslam’ın nüzul döneminde topluma sirayeti ve Müslüman toplumun ilk oluşumu, Arslan’ın kitabının ana konusu. Beş bölüm halinde incelenen toplumsallaşma süreci içinde, hicret sonrası Ensar-Muhacir arasında Hz. Peygamber’in yaptığı ‘kardeşleştirme’ kitabın odak noktalarından birisi. Yazara göre ‘kardeşleştirme’nin de örneklerinden biri olduğu sözleşme ve ittifaklara verilen önem, Müslüman toplum hedefinin başarı kazanmasında temel vazifesi görmüştür. Bir ‘tarih ve din sosyolojisi’ denemesi olan eser, zengin bir kaynakçaya sahip. Titiz bir araştırma olduğu fikrini güçlendiriyor bu faktör. İslam ve toplum ilişkilerinin teorik ve uygulamalı anlatıldığı kitabın ana tezlerinden birisi de toplumsallaşma sürecinde sözleşme/ittifakın asli, savaşların arızi bir durum teşkil ettiğidir. Modern dönem kirlerinin farklı seviyelerde Müslüman topluma bulaştığı ve toplumun temellerini sarstığı günümüzde, ilk Müslüman toplumun oluşum sürecine eğilme zarureti kendisini her zamankinden fazla hissettiriyor. Temel kitabımız Kur’an’ın kardeşçe yaşayan bir toplum meydana getirme yönündeki ilkelerini akademik formdaki bu kitapla hatırlamakta yarar var.