İslami Hareket Öncüleri 4 / Hayrettin Karaman / İz Yayınları, Temmuz 2014
Geçtiğimiz 14 asır içinde Müslüman toplumlar, ilmî, siyasi inişler ve çıkışlar yaşadı. Saltanatın, şuraya dayalı hilafetin yerini aldığı ilk devirden itibaren zuhur eden itikadi ve siyasi bozukluklar varlığını daima korudu. Ancak buna mukabil, var olan bozukluklara direnen, toplumun yaşayışına ve yönetimin kodlarına sirayet eden tahrifleri ıslah için mücadele eden bir damar da varlığını hep korudu. İslam’ın ilk asrından günümüze kadar kesintisiz bir şekilde süregelen bu damar, varlığını güçlü öncülerle idame ettirdi. Son iki asra damgasını vuran Batı tasallutu, coğrafyamızda müstesna bir yer tutuyor ve gelecek asırlar boyunca da böyle kalacaktır. Hindistan’dan Fas’a, Endonezya’dan Cezayir’e kadar ayak basmadık yer bırakmayan Batı işgali, Müslüman direnişiyle sürekli mücadele etmek durumunda kalmıştır. Anadolu toprakları, söz konusu direniş haritası içinde önemli bir yer tutar. Osmanlı’nın çökmeye yüz tuttuğu yıllardan itibaren yazılarıyla, pratik sahada icra ettikleri mücadeleleriyle bugünümüze ciddi tecrübeler aktaran öncülerimize dair çalışmalar, yayın dünyasında yer bulmaya devam ediyor. Karaman’ın seri çalışma olarak hazırladığı ‘İslami Hareket Öncüleri’, 4’üncüsüyle yoluna devam ediyor. İslamcı düşüncede müstesna yere sahip Babanzade Ahmet Naim, yine aynı kulvarda mücadele eden Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Akif Ersoy’un yanı sıra Ahmet Ziya Efendi, Zeynel Abidin Efendi, Hüseyin Kazım Kadri de bu kitapta yer verilen isimler. İslami hareketler ve öncülerimize dair söylenenler, konuşmalar oldukça fazla ancak haklarında okuma ve bilgi sahibi olmama da genel bir zaaf. Duygusal yaklaşımları besleyen bu durum, sağlıklı ve sağlam analizlerin üretilmesine ve üretilmiş olanlara itibar edilmesine engel oluyor. Bu zaafı aşmak yolunda faydalanılabilecek bir eser.
İslam’daİnanç Konuları ve İtikadi Mezhepler / Süleyman Uludağ / Dergâh Yayınları, Haziran 2014
Müslümanların kelamda elde ettiği birikim, ilim dalları içerisinde önemli bir bölümü temsil ediyor. Geçmiş asırlarda üretilmiş kelami eserlerin anlaşılması ve verimli bir okuma süreciyle anlamlandırılması, hazırlık niteliğindeki eserlerle daha kolay hale geliyor. Uludağ’ın bu çalışması, bu amaca mebni olarak kelam ilminin konuları ve itikadi mezhepler hakkında kısa ve öz bilgiler ihtiva ediyor. 1992’de başka bir yayınevinden de basılmış olan eser, itikadi mezheplerin doğuşuna-ayrışmasına sebep olan inanç konularını başlıklar halinde inceliyor. Kısa bir literatür taraması ile elde edilebilecek ciltler dolusu kaynak kitap, okuyucu için bir parça zorluk ifade eder. Çok sayıda isme ve mezhebe/oluşuma vakıf olabilmek, uzun mesailer ister. Bu noktada Uludağ’ın çalışması, ön okuma kategorisinde değerlendirilebilir. Haricilerden Kadıyaniliğe, İslam’ın 14 asrı boyunca etkili olmuş itikadi mezheplere yer verilen kitapta, kelamın belli başlı meselelerine dair öz bilgileri bulmak da mümkün.
Haset / Ramazan Yazçiçek / Ekin Yayınları, Haziran 2014
Yazçiçek, bu kitabında, ‘nefsin hastalığı’ olan hasedi, derinlemesine ve farklı boyutlarıyla inceliyor. Yazarın kendi tabiriyle klasik anlamda bir kavram çalışması olmayan kitap, ruhi kirliliklerin çoğuna kaynaklık eden hasedin anlamını, önemini ve ondan arınma sürecinde dikkat edilmesi gereken hususları içeriyor. İçinde bulunulan ortam ve şartları, hakikate olan mesafeleri nispetinde dönüştürmekle yükümlü Müslümanın bu vazifeden önce iç muhasebeye, ruhsal dönüşüme ihtiyacı vardır yazara göre. Ruhun birçok illeti ile bağlantılı olarak haset, özenle ele alınmayı hak ediyor. Müslümanların vahdetini tehdit eden ihtilaflar bağlamından taşıdığı mesaj yönüyle Kur’an’da yer aldığı biçime kadar farklı boyutlarıyla incelenmiş kavram. İçsel yolculuk, manevi arınma süreçleri için dert sahibi insanların başvurması gerektiği söylenebilir. Manevi hastalığın teşhisi ve reçetesi yazardan, tedavi iradesi ve uğraşısı ise okuyucudan.
Yahudilerin Siyonizm Karşıtlığı / Yakov M. Rabkin / İletişim Yayınları, Haziran 2014
Terörist İsrail’in mütecaviz varlığının bir kez daha Gazze’ye yöneldiği bu aylarda, Siyonizm ve Filistin meselesi, kamuoyunun gündemine hızlı bir şekilde girdi ve yoğun bir şekilde tartışılıyor. Ancak tartışmaları sahih temelli bilgi ve düzgün perspektifli analizler yönlendirmiyor. Ülke ve dünya ölçeğinde Siyonizm, İsrail, Filistin, Musevilik konularına yaklaşımı, sair meselelerde olduğu gibi küresel ölçekli medya ve yayın tekeli belirliyor. Tarih profesörü olan Rabin, Siyonizm ile Museviliğin apayrı görüş ve inanışlar olduğunun altını çizdiği kitabında tartışmalara ufuk açıcı bir katkı sağlayarak bu tekelin hilafına makul bir Siyonizm portresi çiziyor. Siyonizm, kuruluşundan sonra uzun yıllar boyunca Yahudiler arasında çoğunluğu sağlayamadığı gibi bugün de kuvvetli ve tehditkâr bir Yahudi muhalefeti ile karşı karşıyadır. Dinî addedilen Siyonist kimliğin aslında seküler temelli olduğundan, ‘vadedilmiş topraklar’ söyleminin ne kadar çürük bir temele dayalı olduğuna kadar çeşitli tezler yer alıyor kitapta. Geçmişten günümüze Siyonizm’i ve Yahudilerle ilişkisini, verimli ve yerinde alt başlıklarla inceleyen değerli bir çalışma. Türkçe yayınlarda mevcut olan, konuya dair kaliteli eserler arasında yerini almaya aday olduğu söylenebilir. 7 bölümden oluşan kitabın sonunda yer alan sözlük, okuyucu için mevzuyu zihinde bir kalıba oturtma ameliyesinde kolaylık sağlayacak özellikte.