Sivas davasından ceza alan müslümanların kaldığı Kırşehir Cezaevi'ne müdür olarak atanan Hüseyin Akkuş'un göreve geldiği günden beri başlayan huzursuzluk artarak sürüyor. Bilindiği gibi Kurban Bayramı'nda Sivas tutuklularının aileleriyle açık görüş yapmalarını engelleyen cezaevi müdürünün bu keyfi tutumu, tutukluların tepkilerine yol açmış ve çıkan olaylar üzerine müslüman tutuklular hücre cezalarına çarptırılmıştı. Üzerlerinde hiçbir kesici, delici alet bulunmamasına rağmen, daha sonra hücreleri tahrip ettikleri şeklinde düzmece ve aptalca bir suçlamayla idarece mahkemeye verilen tutukluların yargılanmalarına geçtiğimiz ay başlandı.
Olayın ardında yatan asıl nedenin Sivas mahkumlarının infazlarının yakılması ve böylece aldıkları cezaların tamamını yatmalarını sağlamak olduğu açık. Alevi kökenli olduğu bilinen müdür Hüseyin Akkuş'un Sivas mahkumlarına kin ve nefret duyduğunu gizlemediği ve tutuklulara infazlarını mutlaka yakacağını, zaten Adalet Bakanlığı'ndan özellikle bu vazife ile Kırşehir'e tayin edildiğini çeşitli vesilelerle ifade ettiği biliniyor.
Yine Kırşehir Cezaevi Müdürü Hüseyin Akkuş'un keyfi tutumu yüzünden, bir süre önce Düzce'de Bolu Emniyet Müdürlüğü'nün düzmece bir operasyonu sonucunda Hizbullah üyeliği suçlamasıyla tutuklanan ve önce Ankara'ya oradan da Kırşehir Cezaevi'ne sevkedilen müslüman tutuklularla, Sivas davası tutuklularının bağımsız bölümlerde tutulduğu ve hiç bir şekilde bir araya gelmelerine izin verilmediği öğrenildi.
Kırşehir Cezaevi'nin komplocu müdürü ve onu oraya atayan İSKİ'ci Adalet(!) Bakanı şunu iyi bilmeli ki, müslüman tutuklulara yönelik baskılar karşılıksız kalmayacaktır. Bu kişilerin şu anda ellerinde bulundurdukları güç, birkaç müslümanın belki üç beş sene fazla hapis yatmasını sağlamaya yeter, ama hiçbir güç bu komplocuları mazlumların zalimlerden hesap soracakları günün şiddetinden korumaya yetmeyecektir!