Karanfillere ateş döktüler

İzzet Saldamlı

Yakılmış zamanların türküsü bu

Çarmıha gerilmiş bedenlerin belki

Sanmayın ki sustuk, çekildik gölgemize

Şehid gözlü Sena'ların sevdası bu.

Kış alkışlarına kanmadı secdelerimiz

Mahrem selamlarımız yara almadı daha

Velud hicretleri bekleyeceğiz belki

Şimdi şehirdeyiz, Şubatlara ahdimizdir bu.

Bahçemizdeki karanfillere ateş döktüler

Şubat indi üstüne zulamdaki güllerin

Mahsun ve mazlum ağlaşırken anneler,

Ve yürünürken şafağa tekbirlerle, serçelerle

Mevsimlerini bekleyen ağabeyler boyun büktüler.

Dayanın ve sabredin diyordu kutsal kitap da

Çözülmeyin ve gevşemeyin şubat kısadır.

Varsın apoletlerini kuşansın tüm şehir,

Nehir nehir döneceğiz adanmışız Aşk'a

Tüm çiçekler yanmayınca karda, kavgada

Eylül ateşlerinde erimeyecek gelişimiz.

Yüreklerin üzerine düşmedikçe hain gölgeler,

Kalleş hesaplaşmalarda salih durup

Hercai menekşelere muştuyu vereceğiz belki.

Pusuda beklerken korkaklığın kadim suratı

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

Güneşi söndürüpte gözlerinde zulmün

Bir buse firdevsle cennet çizip

Ebrehe kuşatmalarına, Ebabil döneceğiz belki

Terketmeli artık Rahman'sız teslimiyetleri

Yılgınlık ikliminin çocukları kaldırmalı başını

Hercai işkenceler göreceğiz belki

Kadim zulümler hem de, ki gözlerimiz ama iken

Yine de şehirdeyiz, şubatlara ahdimizdir bu