- Çeçenistan direnişi açısından 11 Eylül'de Pentagon ve Dünya Ticaret merkezini hedef alan uçak saldırıları ve ABD'nin tepkisi nasıl değerlendirilebilir?
- 11 Eylül 2001, birçok stratejistin ifade ettiği gibi bir milat olacaktır.
A.B.D'nin bütün dünyada pervasızca at oynattığı, kurt ile kuzu hikayesindeki gibi her zaman haklı çıktığı dönemin bittiğinin ifadesidir 11 Eylül.
İran devrimi sonrasında kendi elleriyle beslediği Saddam'dan şikayet eden, onun tepesine bombalar yağdıran Amerika'dır. Afganistan'dan Rusların çekilmesiyle kurulan, Rabbani hükümetine bütün müslüman ülkeler destek olurken, verdiği ağır silah desteğiyle Taliban rejimini Afganistan'ın başına getiren de Amerika'dır. Çeçenistan'da Ruslara kök söktüren efsanevi lider Cahar Dudayev'i uydu telefon frekanslarını Ruslara vererek şehit ettiren güç de Amerika'dır.
Bazı köşe yazarları gibi birbirinden ayrı güç odaklarına bölünmüş birçok Amerika var fikrinin arkasına sığınarak sorumluluktan kurtulmak mümkün değildir. Bu güne kadar hep "çirkin Amerikalı'nın" yüzünü gördük. Eğer söylendiği gibi iyi ve insani Amerika varsa gördüğümüzde ona övgüler düzmeyi de kesinlikle kalemimizden esirgemeyiz.
Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Afganistan'ın üstüne bombalar yağdıran Amerika, bunun müslümanlara karşı bir hareket olmadığının delili olarak Bosna ve Kosova örneklerini veriyor.
Bosna ve Kosova Avrupa'nın göbeğinde bulunan iki müslüman bölgedir. Burada meydana gelen huzursuzluk ve istikrarsızlık rahatına düşkün olan Avrupa ülkelerini rahatsız ettiğinden burada operasyon yapılabilmektedir.
Aynı şartlara, hatta daha ileri bir statüye sahip olan Çeçenistan'a sıra gelince Çeçenistan Rusya'nın iç meselesi haline geliyor. Bu çifte standardı izah etmek mümkün mü? Değil elbette. O zaman yapılacak tek şey kalıyor. Olaylar karşısında kör, sağır ve dilsiz olmak.
- Rusya 11 Eylül sonrası ABD'nin "Terör" tanımına sahip çıkarken samimi mi davranıyor yoksa bu yaklaşımı ile uluslararası sahada Çeçen dirensini manipüle mi etmeye çalışıyor?
- 11 eylül öncesi bütün dünyayı ekonomik yönden global hale getiren, dünyanın her yerinde gelişen ekonomik faaliyetleri Amerika'ya yönlendiren Washington yönetimi, bununla yetinmeyip siyasi globalizasyona doğru adımlar atıp Washington'u dünyanın başkenti diğer devletleri de bir eyalet biçiminde Han etmeyi hedef haline getirmiştir.
Küreselleşme hareketlerine karşı bütün dünyada yoğun tepkilerin geliştiği bir ortamda ikiz kulelerin vurulması olayı manidardır.
A.B.D'nin terörü bahane ederek elindeki nükleer gücü bir şantaj aleti olarak kullanıp baş kaldırmaya yeltenen ülkelere aba altından sopa göstermesi ibretle izlenmesi gereken bir olaydır.
A.B.D'nin terör saldırısına uğraması ve bu acıyı yaşamasına, binlerce masum insanın ölmesine sevinen dünyada vicdan sahibi hiçbir insan olamaz. Yaşama hakkı İstisnasız bütün insanlar için en kutsal haktır. Bu eylemle birlikte büyük bir infiale kapılan A.B.D yönetimi ve Amerikan halkı infiale kapılmaya hakları olmakla birlikte, bazı soruları da kendi kendilerine sormaları gerekir.
Bazı insanlar, Amerika'ya neden ölesiye nefret hisleriyle dolu. Yönetimleri bir tarafa koyarsak, müslüman ülkelerin vatandaşlarının neden yüzde doksanı Amerikan politikalarına karşı. Bu, Amerikan yönetimi tarafından ciddi olarak sorgulanması gereken bir husustur.
Politikasını tamamen pragmatist bir felsefe üzerine inşa eden Amerikan yönetimi, 11 Eylül öncesi darbeci bir diktatör olarak gördüğü Pervez Müşerrefe büyük iltifatlar yağdırırken de aynı hatayı işlemeye devam etmektedir.
A.B.D'nin terörü gerekçe olarak gösterip başlattığı harekete ilk gününden kayıtsız şartsız destek veren Rusya Federasyonunun tavrını anlamak zor değildir.
Binlerce yıllık vatanlarında 400 yıldan bu yana bağımsızlık mücadelesi veren Çeçen mücahitleri terörist diye niteleyen Rusya bu tezini bütün dünyaya kabul ettirme çabasındadır.
- Çeçenistan cephesinde son durum nedir?
- Kafkas Vakfı olarak Haziran ayında yayınladığımız Çeçenistan raporu verilerine göre, Rus bombardımanından nasibini alan bina sayısı 50 bindir. Nüfusu 10 bine ulaşan 424 köyden 270"ı tamamen 68'i kısmen yıkılmıştır. 23 ilden 14'ü savaştan ağır yara almıştır. Toplam nüfusu 1.200.000 olan Çeçenistan 1994-96 savaşı da dahil olmak üzere 220.000 civarında insanı şehit vermiştir. Nüfusa oranla incelendiğinde bu dünyanın en büyük soykırım hareketleri arasındadır.
Ruslar rakamların dilinden de anlaşılacağı üzere Çeçenistan'da yapabilecekleri her şeyi yapmışlardır. Çeçenistan mücadelesi tamamen bağımsızlığa yönelik bir mücadeledir. Bağımsızlık mücadelesi veren Çeçenlerin cihadına güç kaynağı olan motivasyon gücünü benimseyip benimsememek, olayları izleyen insanların kendi fikirlerini bağlar.
Burada üzerinde durulması gereken husus, "mazlumların dini, dili, mezhebi ve meşrebi sorulmaz" prensibidir. Eğer bir toplum zulüm altındaysa insan olanın yapması gereken tek hareket o zulmü engellemek için elinden gelen çabayı göstermesidir.
Çeçenler bağımsızlık mücadelesine başlarken çok çetin bir mücadeleye başladıklarının bilincinde olarak hareket etmişlerdir.
Dünyada yaşanan son olaylar Çeçen bağımsızlık mücadelesinin yönünü değiştirmeyecektir, Uğruna 720.000 insanını şehit veren Çeçenistan bu mücadeleden elbette vazgeçmeyecektir.
- Gürcistan, Abhazya ve Çeçenistan arasındaki çekişme ve çatışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Çeçen direnişini bastırmakta zorlanan Rusya, daha şedit politikalar uygulayarak Çeçensiz bir Çeçenistan yaratma noktasında adımlar atmaya hazırlanmaktadır.
Amerika'nın Afganistan'a müdahalesini fırsat bilen Rusya, Kafkaslarda istikrarsızlık yaratarak bölgeyi tamamen kendi insiyatifi altına almak için bazı atraksiyonlar içine girmiştir.
Rusya'nın bu girişimlerine Abhazya ile problemleri olan Gürcistan da çanak tutmuştur. Gücüne ve çapına bakmadan bulanık suda balık avlamaya çalışan Gürcistan yönetimi fırsattan istifade ederek Abhazya problemini lehine çözme çabalarına girmiştir.
2000 yılı Eylülü'nde bütün rütbeleri ve görevleri alınarak Aslan Mashadov tarafından Çeçenistan'dan çıkarılan Rusları Gelayev ve adamları Gürcistan İstihbaratı tarafından kullanılmıştır. Abhazya sınırında faaliyet gösteren eski mafya bozuntusu, gaspçı, soyguncu, "Orman Kardeşler" örgütü lideri Davit Şengelia ile tanıştırılmıştır. Gelayev ve Şengelia Abhazya-Gürcistan sınırında bulunan Kodor vadisinde eşkıyalık faaliyetlerine mayıs ayından beri devam etmişlerdir. Abhaz hükümetinin bütün uyarılarına "bu insanlar bizim kontrolümüz dışında" diyerek cevap veren Gürcistan hükümeti. Eylül ayının sonunda Abhaz hükümetinin sınırda eylem yapan ve tacizde bulunan guruplara operasyon düzenlemesi üzerine olaylara müdahil olmaya başlamıştır.
Önceleri Abhazya'yı tehdit eden eşkıya gruplarını perde arkasından destekleyen Gürcistan kazdığı kuyuya düşmüştür. Kullandığı serseri güçler iddiaya göre Rusya tarafından da kullanılmıştır. Ruslara karşı mücadele veren Çeçenistan'ın dünyaya açılan tek kapısı olan Gürcistan savaşın başından beri kendi güvenliği açısından Çeçenistan'a örtülüde olsa destek vermiştir.
Çeçen mültecilere kapısını açan Gürcistan, burada bulunan mültecileri Rusları Gelayev vasıtasıyla örgütleyerek Abhazya üzerine kışkırtmakla taktiksel bir hata yapmıştır. Bu fırsatı kullanan Ruslar, Gürcü ve Çeçen karışımı gurupların Abhazya'ya karşı saldırıya geçtikleri haberini dünyaya duyurarak kafaların bulanmasına sebep olmuştur.
Abhazya'nın Gürcistan'a karşı verdiği bağımsızlık savaşında Abhazlarla birlikte en ön safta savaşan başta Şamil Basayev olmak üzere birçok Çeçen savaşçının Abhazya düşmanı olduğu gibi bir düşünce paradoksunun oluşmasına çalışılmıştır.
Rusya bu karmaşadan istifade ederek Abhazya dostu bir tutum takınmış, aynı anda kardeş kuzey Kuzey Kafkas cumhuriyetleri nezdindede prestij kazanmayı hedeflemiştir.
Bu hareket sonucunda Rusya Çeçenistan'ın nefes borusu olan Gürcistan'ı köşeye sıkıştırarak güneydoğudan da çevirme harekatını tamamlamayı amaçlamaktadır.
Bütün bu olaylar cereyan ederken Türkiye olayları sadece seyirci olarak izlemeye devam etmektedir.
Kuzey Kafkasya ile tarihsel bağları olan Türkiye, Gürcistan ile olan münasebetlerinde gerçekçi olan bir politika izleyememektedir. Bünyesinde, Sovyetler Birliği zamanında Acara, Abhazya ve Osetya gibi otonom cumhuriyetler barındıran Gürcistan, Sovyetlerin dağılmasından sonra üniter bir devlet gibi algılanmak istemektedir.
Fiilen üniter bir yapıya sahip olmayan Gürcistan'ın toprak bütünlüğünün savunulması gerçi bir politika değildir. Gürcü asilli Stalin tarafından Gürcistan'a bağımlı bir otonom cumhuriyet haline getirilen Abhazya, bugün fiilen bağımsız bir devlettir.
Türkiye bu gerçeği gözardı ederek Gürcistan'a helikopter, hücumbot gibi askeri malzemeler vererek Abhazya politikasında farkında olmadan taraf durumuna düşmektedir. Ermenistan'a karşı Gürcistan'ı destekleme adına Gürcü hükümetine verilen bu yardımlar, tarihte olmayan Gürcü-Ermeni düşmanlığını yaratamaz. Bugün Türkiye ile iyi geçinmek zorunda olan Gürcistan üzerinde Türkiye daha aktif ve daha akıllı politikalar üretebilir.
11 Eylül miladı ile başlayan dünya haritasında muhtemel bazı değişikliklerle son bulması beklenen harekatta Türkiye kişilikli bir tavır sergilemek zorundadır.
Çevresi istikrarsızlıklarla örülü bir Türkiye ileri güvenle bakamaz. Türkiye Kafkaslarda aktif politika izlemeli olaylara daha yakından müdahil olmalıdır. Gürcistan-Abhazya sınırında görev yapan Rus barış gücünün görevine gönüllü olarak talip olmalı bu konuda ısrarcı olmalıdır. Türkiye Gürcü yetkililerle geliştirdiği sıcak ilişkileri Abhaz yönetimiyle de geliştirmelidir.
1864 yılında Ruslar tarafından zorla yurtlarından sürülüp Osmanlıya gelen, burada yurt tutup yerleşen, bu gün sayılan 7 milyon civarına ulaşan Kuzey Kafkasya kökenli Türk vatandaşları Türkiye'nin Kafkaslarla yakından ilgilenmesi için yeterli sebeptir.
Bir imparatorluğun bakiyesi üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti redd-i miras politikasıyla bir yere varılamayacağını görmüş olmalıdır. Türkiye de yaşayan Kuzey Kafkasyalılar olarak bizler Türkiye'nin Kafkasya politikasında köprü vazifesi yapmaya her zaman hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.