22.10.1994 günü İstanbul Barosu Olağan Genel Kurulu yapıldı. Baro başkanlığına Çağrı Avukatlar Grubu adayı Mustafa Aydın, Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Turgut Kazan, Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Yücel Sayman aday gösterildiler. "Çağdaş"lığı paylaşamayan iki çağdaş grubun birbirlerinden farklı olamayacaklarını tahmin etmiştik. Ancak Çağrı Grubunun adayının da hangi zihniyetin temsilcisi olduğunu anlamakta güçlük çektik. Müslüman avukatların oluşturduğu çağrı grubu adına böyle bir aday seçimi talihsizliktir.
Kongre açılışını yapan Baro Başkanı Av. Turgut Kazan, yine şov yaptı. "Laik Cumhuriyet"'in bekçiliğine soyunan Kazan, Barolarda müslüman avukatların artışından duyduğu endişeyi ve bunun tehlikesini vurguladı.
İkinci "çağdaş" liste adayı Av. Yücel Sayman da Kazan'ı eleştirerek "laiklik karşıtlarının barodaki artışları Kazan'ın döneminde olmuştur. Laikliğe böyle mi sahip çıkılır?..." dedi. Laik cumhuriyetin bekçiliğine Kazan'dan daha ehil olduğunu söyledi.
Üçüncü liste olan Çağrı grubunun adayı Av. Mustafa Aydın da "çağdaş"ları aratmadı. Müslüman avukatların oluşturduğu çağrı grubunun adayı olmasına rağmen, Kazan ve Sayman'a hitaben (laikliği kasdederek) "O dediğiniz şeyin teminatı benim, ben..." diyerek laiklerin safında yer aldı.
23.10.1994 günü yapılan seçimde Av. Turgut Kazan seçimi yeniden kazandı. 1199 oy alan Mustafa Aydın'a karşılık Turgut Kazan 2500'den fazla oy aldı. Yücel Sayman ise 100 küsur oy farkıyla baro başkanlığını kaçırdı.
Bu kongreden müslümanlar gereken dersi almalıdır. Aday belirlemede ve seçim stratejisinde yapılan hesapların da İslami olması zorunluluğu bir kez daha görüldü. İslami toplulukları, ancak İslami kimliğe sahip kişiler temsil edebilir. Ve müslümanlar kemiyeti değil keyfiyeti esas almalıdır. Kendi kimliklerini gizleyerek başka kişilerin kimlik şemsiyesi altında mesafe almanın yanlış, ucuz ve başarısız bir tercih olduğunu görmeliler. Bu seçimin İslami kimliğin netleşmesine vesile olmasını temenni ediyoruz.
Allah'ın hesabı bütün hesapların üstündedir.