Usame Bin Ladin operasyonu İslam coğrafyasının birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de çeşitli İslami kuruluşlarca protesto edildi. 2 Mayıs tarihinde bir basın açıklaması yapan Özgür-Der, ömrünü şehadetle taçlandıran Usame bin Ladin’i, küresel çapta yoğunlaşan emperyalizme ve işbirlikçiliğe karşı ivme kazandırdığı kesintisiz direniş hattına katkısıyla takdir ettiklerini bildirdi. Ladin'i sömürgeciliğin dizginsizleştiği bir süreçte direnişi bir hayat tarzı haline getiren mücahit bir Müslüman, öncü bir direnişçi kimliğiyle değerlendirdiklerini ifade eden Özgür-Der, Ladin için Rabbimizden mağfiret, İslam ümmetine başsağlığı diledi.
Özgür-Der açıklamasında şu ifadelere de yer verildi: “El-Kaide tarafından gerçekleştirilen ya da bu örgüte atfedilen ve Müslümanlarca sahiplenilmesi, makul ve meşru görülmesi mümkün olmayan bir dizi eyleme rağmen Usame bin Ladin, İslam ümmeti ile çağdaş Haçlı sürüsü arasındaki temel çelişkinin, büyük mücadelenin sembol isimlerinden biri olarak görülecek ve sevilmeyi sürdürecektir.”
ABD terörü 5 Mayıs günü de Fatih’teki Reşadiye Otel toplantı salonunda ortak bir basın açıklaması yapan çeşitli İslami kuruluşlar tarafından lanetlendi. Özgür-Der, Medeniyet Derneği, Anadolu Platformu, İHH, Fatih Akıncıları Derneği, Mazlumder, Araştırma Kültür Vakfı, Hikmet Vakfı temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında okunan ortak basın bildirisinde özetle şu ifadelere yer verildi:
“Yeryüzünün gördüğü doğal olmayan en büyük felaketler listesinin başında yer alan Amerikan emperyalizminin yeni bir vahşeti ile yüz yüzeyiz. Tüm dünya, terörizmle mücadele kılıfı altında yeryüzünü kana ve şiddete boğan, Afganistan ve Irak'ı işgal eden, Guantanamo keyfiliğine imza atan ABD'nin kan dökücülüğüne ve hukuk tanınmazlığına bu kez de Usame Bin Ladin'e yönelik saldırı vesilesiyle şahitlik ediyor. 1 Mayıs gecesi Pakistan'ın Abbotabad kentinde gerçekleştirilen saldırıyla Amerikan emperyalizmi bir kez daha uluslararası hukuku katletmiş, İslam ümmetini aşağılamaya çalışmıştır.
Bu operasyon Amerikan kimliğinin adeta genlerine işlemiş bulunan saldırı ve imha siyasetinin bütün özelliklerini taşımaktadır. Başından itibaren sistematik bir imha dizisi şeklinde cereyan eden operasyon bununla da kalmamış, Usame bin Ladin'e denize atılmadan önce İslami usullere uygun olarak cenaze töreni yapıldığı açıklamasıyla tam bir hakarete, aşağılamaya dönüşmüştür. İşgal eden, katleden, gasp eden ABD'nin aynı zamanda İslami usullere uygun olarak cenaze töreni de icra ettiği iddiası ironik olmaktan öte, İslam ümmetini açıkça tahkir çabasıdır!
İnsani erdemlerini yitirmemiş herkes bu vahşete ve Amerikan emperyalizminin giderek daha bir dizginsizleşen, azgınlaşan saldırılarına tavır almalıdır. ABD'nin devasa bir emperyal güç olarak yeryüzü genelinde icra ettiği terörist faaliyetlerinin görmezden gelinip, işgalcilerin İslam topraklarında meydana getirdiği dehşete karşı direnen, tepki gösteren unsurların teröristlikle itham edilmesi tutarsızlıktır, sorumsuzluktur!
Bu bağlamda başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere, çeşitli kurumlardan ve çevrelerden sadır olan ve Amerikan saldırganlığına ilişkin olarak Türkiye adına ortaya konan yaklaşımların adalet ve vicdanla asla bağdaşmadığının ve halkımızı temsil etmediğinin altını çiziyoruz. Bu vesileyle bizler İslam ümmetinin mensupları olarak safımızın tüm yeryüzünde emperyalizme ve zulme karşı direnen Müslümanların ve mustezafların yanı olduğunu ilan ediyor; emperyalistlerin ve siyonistlerin fütursuzca icra ettikleri vahşet politikalarına karşı herkesi duyarlılığa, sorumluluğa ve adaletten yana tavır almaya çağırıyoruz.”