Suriye’deki İslami hareketler üzerine çalışmalarıyla tanınan Batılı bir araştırmacı olan Aron Lund’un Syria Comment’te yayınlanan bu mektubu ve Noah Bonsey’in ona verdiği cevap Suriye içinde mücadele eden İslami yapılara ilişkin bazı veriler sunmakta. Tercümesini sunduğumuz yazılarında yazarlar kişisel tahminleri yanında Suriye’deki İslami oluşumlar hakkında dikkate değer bilgiler aktarmaktalar. Haksöz
Noah Bonsey, son yazısında Suriye İslami Kurtuluş Cephesi’nin (Cephetu’t Tahrir Suriye el-İslamiye) sadece çok geniş bir ittifaka sahip olmadığı, aynı zamanda büyük ölçüde direnişin ana mecrası haline geldiği hususunda çarpıcı tespitlerde bulundu. Bu noktada önemli olan husus, herhangi bir hareketin, medyanın üzerinde yoğunlaştığı Özgür Suriye Ordusu liderliğine (Riyad el-Esed, Mustafa eş-Şeyh, Kasım Saadettin vd.) rakip olması durumundan daha ötesidir. Mesele şu ki, Özgür Suriye Ordusunun savaşçılara değil liderlere sahip olmasına karşın, Suriye Kurtuluş Cephesinin ise gerçek bir liderliğe sahip olmamasına karşın çok sayıda savaşçıyı bünyesinde bulundurmasıdır. Kurtuluş Cephesi fiilî bir ittifaktan ziyade siyasi bir platforma benziyor. Bağlı gruplarsa bu ortak cepheye katılmadan önce ne yapıyorlarsa bunu yapmaya devam ediyorlar. Bu durum şüphesiz zamanla değişecektir.
Şunu hemen hatırlatayım ki, Şam’daki geniş çaplı direniş ittifakı sayılan Şam’ın Kalbindeki İslam’ın Yardımcıları Topluluğunun (Tecemmu Ensaru’l İslam fi Qalbi’ş Şam), Suriye Kurtuluş Cephesinin bir bileşeni olduğu doğru değildir. Tecemmu 2012 Ağustosunda Şam’da 7 grubun katılımıyla oluşturulmuştur ve bu gruplar şunlardır: Liva el-İslam, Ketaibu’s Sahabe, Liva el-Furkan, Liva Ahfad er-Resul, Liva el-Habib Mustafa, Ketaib Daru’ş Şam ve Ketibet Hamza bin Abdulmuttalip.
Ben de Tecemmu’nun, Suriye Kurtuluş Cephesine katıldığını sanıyordum. Liva el-İslam’ın Selefi şeyhi Zahran Alluş’un Kurtuluş Cephesine katılım anlaşmasını Tecemmu adına imzaladığını düşünmüştüm. Ne var ki, kendi örgütü adına imzaladığını ve Tecemmu’nun diğer bileşenlerinin katılımı kabul etmediklerini öğrendim. Yani sadece Liva el-İslam, Kurtuluş Cephesine katıldı, diğerleri katılmadı.
Liva el-İslam, Şam’daki gruplar arasında en fazla bilinen gruptur. Bu grup oldukça geniş ve aktiftir. Grup, 2012 yılının Temmuz ayında gerçekleştirdiği ve Asıf Şevket, Davud Reca ve rejimin diğer önde gelen isimlerinin öldürüldüğü bombalı saldırıyla şöhret kazandı. Grup, ideolojik olarak Selefidir ya da en azından kendisini bu şekilde tanımlamayı tercih etmektedir. Grubun en güçlü üssü Şam’ın kuzey doğusundaki Duma mahallesindedir. Grup, Şam’ın diğer mahalleleri ve Suriye’nin diğer bölgelerinde de daha dağınık biçimde mücadele etmektedir. (Grubun son Duma çatışmalarında ağır bir darbe almış olma ihtimali vardır.)
Tecemmu yaklaşık iki ay önce adeta ikiye bölündü. Liva el-İslam ve Alluş, Tecemmu’nun yeni lideri Ebu Muaz el-Ağa tarafından topluluktan uzaklaştırıldılar ve karşılıklı olarak öfkeli açıklamalar yapıldı. Tecemmu’nun diğer bir bileşeni Ketibet Hamza bin Abdulmuttalip grubu da aynı şekilde Ağa tarafından topluluktan azledildi. Bu grup Lübnan sınırı yakınındaki Zabadani kentinde üslenmiştir. Bu grup, Tecemmu’dan ayrıldıktan sonra daha sıkı Selefi bir yapıya sahip olan Suriye İslami Cephesine (El Cephetu’l İslamiye Suriye) katıldı. İslami Cephe geçen Aralık ayında Ahraru’ş Şam ve müttefikleri tarafından oluşturuldu. Cephe, Şam’daki diğer iki Selefi grubu da içine aldı ve bunlar kendilerini Ketaib Hamza bin Abdulmuttalip olarak yeniden dizayn ettiler ve artık bu grup Zabadani kentinin dışında da aktif olduğunu iddia ediyor.
Bu durumda kısa sürede çok farklı gelişmeler olmadıkça, şehrin muhtelif bölgelerine yayılmış, pek çok küçük yapı yerine Şam bölgesinde güçlü bir İslami ittifakın oluşması olası gözükmüyor. Bu an için mevcut tablo şu şekilde oluşmakta:
- Şam’da Liva el-İslam ve müttefiklerini kapsayan Cephetu’t Tahrir Suriye el-İslamiye (Suriye İslami Kurtuluş Cephesi)
- Ketaib Hamza ve müttefiklerini de kapsayan ve Ahraru’ş Şam’ın oluşturduğu Cephetu’l İslamiye Suriye (Suriye İslami Cephesi)
- Ketaib es-Sahabe, Liva el-Furkan, Liva Ahfad er-Resul ve diğerlerinin oluşturduğu Tecemmu (İslam’ın Yardımcıları Topluluğu)
- Cephetun Nusra
- Oldukça küçük bir Selefi ittifakı sayılan Cephetu’l Asale ve’t-Tanmiya (Özgünlük ve Kalkınma Cephesi)
- Müslüman Kardeşler’e bağlı gruplar
- Küçük bağımsız İslami gruplar
- Ve son olarak İslamcı kimlik taşımayan ve örgütlü nitelik de taşımayan gruplar
Bir başka ifadeyle Şam direnişi büyüyor ve er ya da geç düzeni sağlayacak fakat şu an itibariyle organizasyonel olarak tam bir karışıklık hâkim. Bütün hareketler temelde çok iyi işbirliği yapıyorlar ve şu ana kadar Suriye’de isyancı gruplar birbirleriyle nadiren çatıştılar. Fakat zaman geçtikçe, kaynaklar azaldıkça ve iktidar boşluğu oluştukça gruplar daha rekabetçi bir görünüm kazanmaya başlıyorlar. Sözgelimi, Halep’te ganimet savaşları çoktan başlamış görünüyor ve rejim güçleri bütünüyle bölgeden atıldıktan sonra bizler muhtemelen ciddi bir bölge ele geçirme savaşıyla karşı karşıya kalacağız.
Genel olarak Suriye’deki İslamcı ittifaklara baktığımızda son olarak oluşturulan Suriye İslami Cephesi zannımca şu an itibarıyla izlenmeyi fazlasıyla hak eden ittifaktır. Bu ittifak, Kurtuluş Cephesinden farklı olarak açıkça tanımlanmış bir ideoloji etrafında uzlaşmaya vardı ve bu ittifakın bazı bileşenleri kendi güçlerini ve liderlerini oluşturdular. Suriye İslami Cephesi sadece ortak operasyonlar düzenleyen bir ittifak değildir.
Diğer taraftan Kurtuluş Cephesi, İslami Cephenin kazanamayacağı Batı ve Körfez desteğini sağlarsa sonuçta galip çıkabilir. Müslüman Kardeşler de Kurtuluş Cephesi gibi Körfez ve Batı destekli Antalya’da oluşturulan komutanlık ile aynı çizgidedir. İhvan disiplinli bir gruptur ve herhangi bir Selefi gruptan daha pragmatik ve sofistikedir. Fakat alanda hâlâ çok güçlü değildir.
2012 yılının Ağustos ayında Suriye’deki İslamcı ve cihadi gruplar hakkında bir rapor yazmıştım. Şimdilerde ise İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü için hazırladığım “Suriye’de Militan Selefilik ve Suriye İslami Cephesi” konulu raporu bitirmek üzereyim ve birkaç hafta içerisinde yayınlayacağım.
Çev: Murat Yürükoğulları / 9 Şubat 2013