Son aylarda Türkiye gündemine yerleşen F Tipi cezaevleri konusu ülke dışında yaşayan Türkiyeliler arasında da gündemde. Konuyla ilgili olarak 26 Ağustos tarihinde Almanya'nın Düsseldorf şehrinde "Cezaevleri Sorunu ve F Tipi Türkiye" başlıklı bir panel düzenlendi. İrşad Kitabevi'nde gerçekleştirilen panelde konuşmacılar Türkiye'de cezaevi sorununun boyutlarını ele aldılar. Egemenlerin cezaevleri konusunda şiddet ve çarpıtmaya dönük iki yönlü bir politika geliştirerek muhalif güçleri sindirmeyi ve toplumun bütününü korkutma/yıldırmayı hedeflediğinin altını çizdiler. Son dönemde F Tipi cezaevleri udi altında uygulanmaya çalışılan proje ile sistemin cezaevlerine yönelik olarak daha kapsamlı bir imha politikası geliştirme hazırlıkları içinde olduğunun vurgulandığı konuşmalarda müslüman kamuoyunun soruna duyarlı olması gerekliğinin de altı çizildi. Öncelikle İslami düşünce ve eylemlerinden dolayı cezaevlerinde bulunan müslümanlara sahip çıkmanın müslüman sorumluluğunun bir parçası olduğunun dile getirildiği konulmalarda, ayrıca düzenin baskı ve şiddetine muhatap olan farklı muhalif kesimlere yapılan zulümlere karşı da duyarlılığın ve dayanışma içinde bulunmanın önemine dikkat çekildi.
Panelde dile getirilen hususlardan biri de Türkiye'de egemenlerin F Tipi hücrelerini savunurken Batı'daki cezaevi uygulamalarına sık sık atıfta bulunmaları oldu. Batı'da koğuş sisteminin olmadığı ve tutuklu ve hükümlülerin tek başlarına kaldıkları iddiası bilindiği gibi F Tipi hücreleri savunma amacıyla düzen çevrelerince sürekli ileri sürülmekte. Bu iddialara ilişkin olarak panele katılanlar tarafından her şeyden önce yanlış ve adil olmayan uygulamaların asla örnek ve delil olamayacağı; kaldı ki Batı'daki cezaevi uygulamalarına ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların da gerçeği yansıtmadığı, zaten Batı'da Türkiye'deki gibi yaygın ve neredeyse kitlesel boyut kazanmış siyasi suç olgusunun bulunmadığı, insanların sisteme muhalif olmaları nedeniyle işkence ve ağır hapis cezalarıyla karşılaşmadıkları ifade edildi.