Irak Halkının İşgale Öfkesi Büyüyor!

Haksöz

Irak'ta ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin işgali birinci yılını tamamlamak üzere. Sözde Irak halkına özgürlük getirecek olan savaş ve ardından gerçekleşen işgal Irak'ı tam bir kaos, kargaşa ve sefalete sürüklemiş halde. Irak halkı bir yandan işsizlik, yoksulluk ve açlıkla boğuşmakta, diğer yandan ise işgale karşı yoğun bir direniş sürdürmekte. Amerikalıların öncülüğündeki işgalciler ise ne yapacaklarını bilemez haldeler, çaresiz ve çözümsüz bir konumdalar. İşgalcilerin ülkede otoriteyi sağlama adına attıkları her adım direnişin büyümesini, yaygınlaşmasını da beraberinde getirmekte.

Sünnilerin ardından işgalcilerle Şiiler arasındaki ilişkilerde de çatışmacı eğilim hızla tırmanıyor. Mukteda es-Sadr ve taraftarlarına yönelik bastırma, kontrol altına alma gayretleri Şiilerin yoğun olduğu her yerde kanlı çatışmaların fitilini ateşlemiş durumda. Çatışmanın nispeten daha küçük bir grup olan Sadr yanlılarıyla sınırlı kalmayıp, tüm Şii ve Sünni grupları kuşatması da ihtimal dahilinde ve işte o zaman Amerikalılar için Irak'ın yeni bir Vietnam olma özelliği belirginlik kazanacak.

Geçtiğimiz günlerde Felluce sokaklarından tüm dünya televizyonlarına yansıyan bazı kareler Irak halkının işgale karşı yaklaşımını en net ortaya koyan görüntüler sayılmayı hak ediyor. Hangi amaçla Irak'ta bulundukları hâlâ açıklanmayan dört Amerikan vatandaşının pusuya düşürüldükten sonra araçları içinde yakılmaları ve ardından cesetlerinin yerlerde sürüklenmesi sadece Amerikan vatandaşları için değil, tüm dünya için ibretlik bir mesajdır. Irak'ta çiçeklerle karşılanacakları yalanlarıyla beyinleri dumura uğratılmış Amerikan vatandaşlarının gözlerini açtırmaya yetecek bir manzara ile karşı karşıya olunduğu açık.

ABD yönetimi sadece Iraklı direnişçilerin tırmanan eylemlerinden değil, hem müttefiklerinin hem de iç kamuoyunun baskılarıyla da şaşırmış bir halde. Madrid'de 11 Mart tarihinde gerçekleştirilen tren bombalamalarının yol açtığı iktidar değişikliğinin ardından iş başına gelen sosyalist hükümetin Irak'tan askerlerini çekme hazırlığı, diğer müttefiklerinin de ayak diretmeye başlamaları Bush yönetimini dünyada yalnızlığa itecek gibi görünüyor. Savaşın üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen savaş öncesi söylenen sözlerin pek çoğunun yalanlardan ibaret ve manipülasyon amacıyla ortaya atılmış iddialar olduğunun açıklığa kavuşması Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimini Bush'a kaybettirebilir.

Sonuçlara göz atıldığında manzara ABD yönetimi açısından berbat: Irak terörle mücadele adına işgal edildi. Saddam döneminde Irak'ta varlığı söz konusu olmayan pek çok örgüt bugün Irak'ta direniş eylemleri düzenliyor. Irak'a demokrasi vaat edildi. Oysa Iraklıların taleplerine rağmen seçimler erteleniyor. İşgal güçleri aleyhine yazılan yazılar dolayısıyla Mukteda es-Sadr'ın taraftarlarının çıkardığı el-Havza isimli dergi kapatılıyor. Silahsız göstericilerin üzerine ateş açılıyor. Ve tüm bu görüntüler Amerikan işgaliyle geleceği düşünülen demokrasi ve özgürlüğe ilişkin açık bir fikir oluşturmaya yetiyor.