Elifler asılırken meydanlarda
Ahı tutar çınarların,
Beyazıt küskünü olur kaygılar
İnsan düşkünü korkularda
Bir Elif yüreğine üç nemrut düşerken
Korkuların ve kaygıların dostu çoğalır
Ahirete bırakılmış hesaplar sıcakken daha
Ve bir nefese sıkışmışken bir ömür
Ve henüz daha yaşanıyorken nankör nankör
Selası okunur yine depreşir ölüm.
Önceki zamanların sahnelerini seyredin der Yusuf
Helak olmuş şehirler, şehirlerin halkı ve firavunlar
Yusuf kuyuların atlısıdır eli inadına ağlamaz
Şehadet sazlarıyla dem alır gece çayları
Gündüz mahşer hangi yana düşer, utanan kim?
Karşımızda dururken Elif asan zorbalar
Helak olmuş şehirlerin halkını çizemez ressam
İşittiniz mi hiç elif anneleri
Yusuf kuyuda kaldı mı? Elif teslim oldu mu?
Niye yitik yüreğin çocuklarını bulur hüzün
Niye yakarır akşamlar/ Yusuf yalnız değildir
Niye yakar şehir/ Elif şehirlerin yiğit yüreğidir,
İki can aynı harfte tarifsizken
Direnmek umuttur, umutsa sabredenlerin hakkı
Şeytan insan düşkünü korkularda oturur der Elif
İnsansa ötesiz teslimiyetlerin dişlisinde yalnız
Ve yutan zamanların vardiyasında yetim
Çocuklarsa yakaran akşamları öfkeler
Sen hep yakan şehirlerde misin Elif?
Hiç işittiniz mi helak şehirlerin önde gelenleri
Korkuların ve kaygıların kardeşleri
Yusuflar kuyuda kaldı mı?
Elifler Sümeyye değil mi?
Bekleyin, korku kuyularınızın atlısıdır Yusuf
Bekleyin, kar çiçeği kıyamında açar Elif