İnsan Düşkünü Korkular

İzzet Saldamlı

Elifler asılırken meydanlarda

Ahı tutar çınarların,

Beyazıt küskünü olur kaygılar

İnsan düşkünü korkularda

Bir Elif yüreğine üç nemrut düşerken

Korkuların ve kaygıların dostu çoğalır

Ahirete bırakılmış hesaplar sıcakken daha

Ve bir nefese sıkışmışken bir ömür

Ve henüz daha yaşanıyorken nankör nankör

Selası okunur yine depreşir ölüm.

Önceki zamanların sahnelerini seyredin der Yusuf

Helak olmuş şehirler, şehirlerin halkı ve firavunlar

Yusuf kuyuların atlısıdır eli inadına ağlamaz

Şehadet sazlarıyla dem alır gece çayları

Gündüz mahşer hangi yana düşer, utanan kim?

Karşımızda dururken Elif asan zorbalar

Helak olmuş şehirlerin halkını çizemez ressam

İşittiniz mi hiç elif anneleri

Yusuf kuyuda kaldı mı? Elif teslim oldu mu?

Niye yitik yüreğin çocuklarını bulur hüzün

Niye yakarır akşamlar/ Yusuf yalnız değildir

Niye yakar şehir/ Elif şehirlerin yiğit yüreğidir,

İki can aynı harfte tarifsizken

Direnmek umuttur, umutsa sabredenlerin hakkı

Şeytan insan düşkünü korkularda oturur der Elif

İnsansa ötesiz teslimiyetlerin dişlisinde yalnız

Ve yutan zamanların vardiyasında yetim

Çocuklarsa yakaran akşamları öfkeler

Sen hep yakan şehirlerde misin Elif?

Hiç işittiniz mi helak şehirlerin önde gelenleri

Korkuların ve kaygıların kardeşleri

Yusuflar kuyuda kaldı mı?

Elifler Sümeyye değil mi?

Bekleyin, korku kuyularınızın atlısıdır Yusuf

Bekleyin, kar çiçeği kıyamında açar Elif