Kızlarımın saçlarını taradığımda
her seferinde ben
beşiğindeki oğlum gülümserdi buna
o an cennette yürüyorum sanırdım
Susuyorum şimdi
Bir şey söyleyemiyorum nedenli
Ah,
şiirimin zarı yırtılıyor
ve kanıyor mürekkebim
ve ben
Yeter ki çocuklar...der demez
kaç gecedir hep bu kâbusla uyanıyorum
Orada duruyorum
Buraya uygun bir kelime bulamıyorum
Şiirin de bir ahlakı olmalıydı
öyle biliyorum
"İnsanın içindeki âlem bozulursa afet;
âlemin içindeki insan bozulursa
kıyamet olur" diyor biri;
Yeniden karıyor mürekkebimi
Yeter ki çocuklar...diyorum
ama bak
yine aynı cellat
baltasıyla boynunu uzatmaya çalışıyor
Uçkurun ucundaki kırk ilmek
kırk ilham
kırk işaret
çelik zincire kurban veriliyor
Kuzuların sessizliğinde
şeytan ordusuyla geçiyor
kirli postalların gürültüsünde
alnımın çatısına kifayetsiz bir acı dayıyor
kalbim içkiniyor
ruhum göğeriyor
Hey durun!
Kızlarım ve oğlum
ve kuş tüyünden de hafif çocuklar
Ki en sevdiklerim
Elleri yok artık, üşümüyorlar
Ellerimi de tutmuyorlar
Gözleri yok artık,görmüyorlar
Gözlerime nazar eylemiyorlar
Başları yok artık, kanamıyorlar
Başucuma uzanmıyorlar
Öldüğümden mi yoksa
her gün yeniden yaşadığım bu azaplar Allah'ım
Hangi günahımdan dolayı son bulmuyorlar