Haykırmalıyız!

Haksöz

Zulmü kanıksamak mazlumların, mağdurların zalimlere verebilecekleri en büyük ödül, zulmün temeline atılmış harçtır. Kanıksamak zulme teslimiyet, adaletin ise inkârıdır. Ve kanıksamak suçtur! İnsanlık onuru ve Müslüman izzeti zulmü asla kanıksamamayı gerektirir.  

İşte bütün zalimler, kan içiciler gibi Beşşar rejimi de bunu tahribe yönelmiştir. Artık neredeyse haber değeri bile taşımayan caniliklerini kesintisiz sürdürürken bir yandan, dünyanın sessizliğinden, vurdumduymazlığından, umursamazlığından cesaret almaktadır. Ve işte tam da bunun için insan olduğumuzu unutmamalı; her gün, her saat varil bombalarıyla yakılan, kül edilenin sadece Suriyeli mazlumlar olmayıp, insanlık vicdanı olduğunu haykırmalıyız!

Yine Mısır’da dünya tarihine geçecek bir yargı tiyatrosuyla yüzlerce insana dakikalar içinde idam cezaları yağdıran firavunların Mısırlı kardeşlerimizin direniş iradesini kırmayı hedeflediğini görüp, gördüğü halde susan dilsiz şeytanlardan olmamalıyız! Sesimiz kısılmaya, kesilmeye çalışılan seslerinin yankısı olmalı kardeşlerimizin! Dünya unutsa da unutmamalı, zulme asla alışmamalıyız!

Ve yürekleri dağlayan Soma faciası ile bir kere daha yaşanan utancın, rezaletin, insana değer vermezliğin hesabının sorulması talebini daha fazla yükseltmeliyiz! Bu coğrafyada acılarımızın da kardeş olduğunu bir kere daha beyan eden duyarlılıkla, dayanışmayla onur duyarken, diğer taraftan mazlum insanların acıları üzerinden rant devşirmeye kalkışan vicdansızlardan teberri etmeli ve bu sahtekarlığı teşhir etmeyi sürdürmeliyiz.

Birileri elde ettikleriyle yetinebilir, bu kadarı da kâr sayılır diye hesap yapabilir elbette ama biz kâr peşinde pazarlık yapanlardan değil, hakkın ve adaletin tesisi için çalışanlardan olduğumuzun farkında olmalıyız. Siyonist çete ile hesabımızın 9 kardeşimizin katlinden ibaret bir sorun olmayıp, aziz Kudüs’ün de dâhil olduğu tüm Filistin topraklarında işgal son bulana dek kapanmayacağının bilinciyle katillerin peşini bırakmamalıyız. Mavi Marmara davasını Siyonist çeteye karşı savaşta bu topraklarda açılmış bir cephe bilmeli ve üzerinin örtülmesine asla rıza göstermemeliyiz. Allah’ın arzında hakkın ve adaletin hâkim olması için mücadele etmekle mükellef Müslümanlar olarak kimliğimize, değerlerimize, kardeşlerimize sahip çıkmaktan geri durmamalıyız.

Mayıs sayımız gecikince dergimizi birleşik (Mayıs-Haziran) sayı olarak hazırlamak zorunda kaldık. Okuyucularımızdan özür diliyor, Temmuz sayımızla yeniden birlikte olmayı diliyoruz.