İsrail zindanlarında hapis tutulan Hamas üyeleri, geçtiğimiz günlerde 2017-2019 dönemi liderliğini belirlemek üzere seçim düzenlediler. Bu seçilmiş üyeler demir parmaklıklar arkasında olmalarına rağmen, hapishane dışındaki Hamas liderliğinde etkin bir konuma sahipler ve Hamas’ın önemli kararlarında önemli söz hakları bulunuyor.
Filistinli tutsaklar, Ketziot, Ofer, Ramon ve Megiddo gibi çok büyük hapishanelerin de yer aldığı 22 hapishaneye dağılmış durumdalar. Gazze Şeridi’nde yer alan Filistinli Tutsaklar Bakanlığına bağlı bulunan medya organının eski yöneticisi Riyad el-Aşkar’a göre, cezaevlerinde farklı gruplara mensup Filistinli tutsakların toplam sayısı 7.000’i bulurken bunların yaklaşık 1.800’ü Hamas üyesi.
Ocak ayının sonlarında yapılan seçimlerde, tüm Hamas tutsakları için “Yüksek Liderlik Konseyi” belirlendi.
Tutsak hakları ile ilgilenen Asra Medya Ofisi müdürü Abdurrahman Şedid, “Bu seçimler dört aşamalı olarak gerçekleşti. İlk aşamada çeşitli hapishanelerde bulunan ve 51 üyeden oluşan Şura Konseyini belirleyecek olan Hamas Genel Kongresini temsilen 360 üye seçildi. İkinci aşamada, Şura Konseyi üyeleri arasından Yüksek Liderlik Konseyinin 11 üyesini seçmek üzere seçim düzenlendi. Konseyin başkanı üçüncü aşamada, milletvekilleri ise dördüncü aşamada seçildi.”dedi.
Seçimlerde Muhammed Arman başkan ve Abbas es-Said yardımcısı olarak belirlendi. Seçilen diğer dokuz üye ise Ahmed el-Kudra, Mahmud Şirayte, Osman Bilal, Münir Mirhi, Selame el-Katavi, Muammer Şahruri, Bilal el-Barğuti, İslam Cerrar ve Eşref Zuğayar oldu.
Hamas içinde esir sorunlarından sorumlu olan Musa Dudin, 18 yılını İsrail cezaevlerinde geçirdi ve 2011'de Katar'a gönderildi. Dudin, 2004’te başladığından beri geleneksel olarak iki yılda bir düzenlenen hapishane seçimlerinin önemi hakkında açıklamalarda bulundu ve şunları söyledi: “Seçimlere bütün Hamas üyesi tutsaklar katılıyor. Hapishanedeki Hamas Yüksek Liderlik Konseyinin başkanı, aynı zamanda cezaevlerinde etkili olan Hamas lideridir. Cezaevi seçim sonuçları, Hamas liderlik kademesinin de bir parçasıdır. Başkan ve başkan yardımcısı, Hamas'ın Genel Şurasının üyeleridir. Ayrıca yine konseyin başkanı, hareketin liderliğinde en üst kademeyi teşkil eden Hamas Siyasi Bürosunun bir üyesidir.”
Mahpusların yapmış olduğu seçimlerin, hareketin Filistin topraklarında ve yurtdışında 3 Şubat’ta yaptığı örgüt içi seçimlerle aynı saatte gerçekleşmesi de tesadüf değil. Bu zamanlama, Hamas liderliğinin tutsaklara verdiği önemi gösteriyor.
Eski medya büro müdürü Aşkar, yaptığı açıklamada seçim sürecinin resmî bir mahiyet taşıdığını söyledi: “Tutsaklar, geçerli seçmenler ve adayların, zamanlamanın, seçimi denetleyen komitenin, oy pusulalarının, seçim bildirgesinin ve sonuçlar için kullanılacak bütün duyuru yollarının içinde bulunduğu ve bir seçim sürecinin olması gereken bütün ana hatlarına sahip detaylı bir sisteme sahiptir. Ayrıca sistem seçim sonrası itirazları ve zaman sınırlamalarını da içeren yöntemleri de barındırmaktadır.”
Her seçimde olduğu gibi burada da bürokratik bir mekanizma işletiliyor. Batı Şeria'dan bir Hamas mensubu olan ve İsrail tarafından 2015 Mayısı’nda 15 yıllık mahkûmiyetinin ardından serbest bırakılan, kendisi daha önce tutsakların üst düzey liderlik konseyinin başkanlığını da yapmış bir isim olan Muhammed Seba’nın açıklaması da bunu doğruluyor:
“Seçimler, bütün cezaevlerinde merkezî komiteler kurularak başlar; her bölümdeki alt komiteler seçim sürecini denetlemektedir ve üç kişiden oluşmaktadır. Alt komiteler merkez komiteye rapor verirler. Seçim gününde tutsaklar hapishane bahçesinde bir araya gelir. Komite üyeleri sandıkla birlikte bir masaya otururken tutuklular da oylarını burada verir ve kutular seçmenlerin gözü önünde kapatılır. Bazı hapishanelerde ise oy pusulaları, hücrelerde bulunan tutsaklara, gıda ve temizlik görevlileri vasıtası ile ulaştırılır.”
Seçim sonuçları hücrelerde kalan mahpuslara ise ya gizlice sokulmuş telefonlar yardımıyla ya da avukatları aracılığıyla bildirilir. Cezaevlerinde uygulanmakta olan seçim yasası propagandayı ve kampanya yürütmeyi yasaklamakta ve oylama da gizli yapılmaktadır.
Dudin, seçimlerle ilgili İsrail Cezaevi İdaresinin (İCİ) tutumuna ilişkin olarak da şunları söyledi: “Elbette İCİ, seçimleri kolaylaştırmıyor. Seçilmiş tutuklular -sıklıkla- cezaevlerinin içindeki özel bölümlerde izole ediliyorlar. Fakat sonuçta İCİ, seçilmiş üyeler cezaevlerinin temsilcileri oldukları için, onlarla anlaşmak zorundadır. Aksi takdirde, bu İsrail cezaevlerinde istenmeyen bir kaosa neden olur ve bu da İCİ için baş ağrısı demektir.”
Aşkar, “Genellikle, İCİ hapishanelerdeki seçim sürecine müdahale etmiyor, çünkü bunu Hamas tutsakları için bir iç mesele olarak görüyorlar. Bununla birlikte, İsrail sınıflandırmasına göre tehlikeli tutsakların seçimleri kazanma olasılığı yüksekse, İCİ kazanma şansı yüksek tutukluları seçimlerin sonuna kadar cezaevleri arasında transfer ederek süreci engellemeye çalışıyor.”dedi.
Hamas, cezaevlerindeki tüm mensuplarının istisnasız şekilde seçim sürecine dâhil olmasını istiyor. Bununla birlikte, cezaevinde hapis süreleri dolmak üzere olan mahpusların seçimlerde oy kullanmasına izin verilirken aday olmaları ise kabul edilmiyor.
Yüksek Liderlik Konseyi, Hamas’ın zindanlardaki işleri ile ilgilenirken Batı Şeria, Kudüs ve Gazze Şeridi’nden olanlarla İsrail vatandaşı Arap mahpusları temsil ediyor. Cezaevinde bulunan Hamas üyelerinin çoğu genç ve tehlikeli olarak sınıflandırılmış mahkûmlardan oluşuyor ve uzun süreli ağır cezalara çarptırılıyorlar. İsrail'in 2011 yılında Hamas ile Batı Şeria'da yaptığı esir takası anlaşmasında serbest bırakmayı reddettiği mahkûmlardan bir kısmını da bu kesim oluşturuyor.
Seçilen üyelerin çoğu, Hamas’ın askerî kanadı olarak bilinen İzzeddin Kassam Tugayları ile ilişkili olmaktan ömür boyu ceza almış mahkûmlardan oluşuyor.
İsrail zindanlarında 14 yıl hapis yatmış ve 2011'de Gazze'ye sınır dışı edilmiş olan Kudüslü Muhammed Hamada, cezaevlerinde ayrıca lokal seçimlerin de yapıldığını, mahpusların bu seçimlerde bir çeşit müdür, müdür yardımcısı ve komite üyeleri seçtiklerini, bunların ise tutsakların güvenlik, mali, kültür ve sosyal meselelerini ele aldıklarını söyledi. Hamada ayrıca, bu seçilen kişilerin görev süresinin de altı ay olduğunu ifade etti.
Al-Monitor / 13.02.2017 / Çev: Gökhan Ergöçün