"Yirmi Mart'da dirilene ve yaşayanlara"
Büyük şehrin vahşi insanları
Çullandılar yürek yiğitlerinin üzerine
Parçalayalım naraları arasında mahzun
Mahkum edelim diyen sesler
Yalın akıllılar arasında insanlık
Can çekişiyordu aydınlığın bedeninde
Yirmisiydi martın ayrılık kokuyordu
Karanlık günüydü kanayan İstanbul'un
İnsan kanarlaşmış, toprak aç, gök suskun
Gün karşı kıyısındaydı umudun
Namlunun gölgesinde buluştular güç
Ve egemenleşen medya, bunamış yargı
Demir tetik boynunu eğdi
Vurdu arkadan gizlice ama haince
Gecenin kurşunuyla kalleşçe
Vahşinin eliyle delerek kalbini Hamza'nın.
Betonda insan çölde gül bedende kul
Yürekte Mekkeler yeşerterek
Kardelenler varacak lale bahçesine elbet
İsmailler İbrahime koşacak tekrar
Bilal göğsünde eritecek şehirleri
Musab'tar Hamza'lar Hanzala'lar kalkacak
Şehid Mevlüt'ler binlerle kalkacak
Dal atacak imanları gelenlerin yüreklerinden
Gelenler kuşanırken tevhidi ameli ayetlerden
Kurbanlar yerini alacak tarihin hecelerinden
"Biz O'na ait olduk dönücüleriz yine O'na"
Solmayan dava dinmeyecek umut yağmurlarıyla