Gün Olur

Vedat Sevgigör

Bu yoksul şehirlerde

yağmalanmış gökyüzü

en dayanılmaz bir matemin

en koyu rengine bürünmüştür toprak

ve martılar ki nicedir, prangalara tutsak

bu yorgun şehirde

hüzün yağar damla damla

sabahı olmaz gecelerden

Malatya'dan Diyarbekir'den Kudüs'ten

hüzün yağar sağnak sağnak

selvi dalından atlara binerek

çaput yüzlü bebeler büyüten

çocukların, zeytin gözlerinden

Burda meydanlar sessizdir şimdi

sensiz, kimsesiz, bilsen

bağrımda bir demet karanfil

bağrımda koca bir dünya erir kederinden

bir dünya ki yakılmış yıkılmış

vurulmuş ta canevinden

öksüz yaralı bir ceylan gibidir

asırlardır

kanla yoğrulmuş sofralarında

emperyal reisler

ama yine de bilirim mutlak,

gün olur bir ses gelir ötelerden

Meryem'den bir nefes

Hatice'den bir söz

Sümeyye'den haykırış gibi

çatlamış toprağa rahmet

kurumuş çiçeğe can gibi

çağlar, fezalar ötesinden,

Veda tepesinden

en güzel muştular akıp gelir

gün olur yürürüz bizde gülüm

bir mavzer namlusundan

yüreğimizi ateşe

sevdamızı dağlara vurup

yürürüz şafak şafak

arzın şahdamarına

gün olur

şahlanır yağız kısraklar

ki dağlardan boz-bulanık

çelik toynaklar savrulur

'yetmişbeşli' sütunlarına

Ad'ın ve İrem'in,

ve nasıl ki bildiyse Kaynuka

gün gelir

Kitaba ve aşka

bileyerek bileklerimizi

bildiririz elbet haddini

bildirin diyen adamın da

gün olur

düğün dernek

bir nice şenlik kurulur

Beyazıt'tan Akpınar'a

bir kutlu sevda ki

zorbaları çıldırtan

gün olur

ab-ı hayat kaynar

göğsünden analarımızın

bir devrim çağıltısı

gür ve berrak bir ırmak

olur taşarız vadilerden

Asya'dan Afrika'ya

sancak sancak örtümüzden

gün gelir

bereketli ve salih bir ümmet

onurlu bir ümmet yeşerir

ve yıldız devşirirken geceden

bulvarlarında bu mazlum şehirlerin

zafer şarkıları söyler o yiğit kızlar

zeytin gözlü çocuklar için

gün olur

gün döner

gün dönecek! dönecek!

döndüreceğiz elbet gülüm:

özgürlüğüm!

Gün ki bugünle başlar.