Genel Bakış
Büyük bir rüya gerçekleşti. Hazar'dan Azerbaycan ve Gürcistan'ı aşıp Türkiye'nin kuzeyinden güneyine bir yol izleyerek Akdeniz'e ulaşacak ham petrol akışı, 25 Mayıs'ta yapılan tören ve sembolik vana açılışıyla başladı. Amerika tarafından tasarlanan ve üç yıl önce başlayan bu hat, birçok olumsuz düşünce, yaşanan olumsuz vakalar ve bölgenin karışıklıklarına rağmen tamamlandı.
Bu projenin ciddi bir anlamı ve stratejik bir düşünsel alt yapısı bulunmaktadır. Boru hattının geçtiği ülkelerin kazanacakları kârın yanında, Batı dünyası ve özellikle Amerika bu işten çok kârlı çıkmayı hedefliyor. Çünkü Hazar petrollerinin taşınmasının İran Körfezi ya da Rusya'ya bağlı olmaksızın yapılabilmesi, Amerika açısından ciddi bir koz oldu. Bu hat'a Kazakistan'ın da dâhil edilecek olması ve taşıma problemlerinin ve bağımlılığının ortadan kalkması, Rusya'yı ve İran'ı by-pass etmek anlamına geliyor.
Bu hat, çok miktarda petrol tüketen zengin ülkeleri OPEC ve Rusya'nın bağımlılığından kurtarmakta ve bu ülkelere yeni bir kapı aralamaktadır. Ancak gerçekçi olmak gerekirse Hazar petrollerinin ve hatta Sovyetlerden ayrılmış ülkelerin petrol rezervlerinin Ortadoğu petrollerine rakip olması mümkün değildir. BTC'den akacak petrol, küresel tüketimin sadece %1'e yakın bir kısmına tekabül ediyor. Ama petrole talebin aşırı derecede arttığı bu günlerde BTC, bu anlamda önemini korumaya devam ediyor. Çin'in dünya piyasalarında önemli bir güç haline gelmesi ve üretim yapmak için petrol ve yan ürünlerine olan ihtiyacı, dünya petrol tüketimi açısından ciddi bir artışa sebep oldu. Bu yüzden, Kuzey Denizi'ndeki rezervlerin tükenmeye başladığı bir dönemde BTC'nin tamamlanması ve faaliyete geçirilmesi son derece önemli ve stratejik bir anlam ifade etmektedir.
The Independent gazetesi, hattın açılışını manşetten verirken dünyayı değiştirecek bu projenin tamamlanmasının, bu projeyi engellemek isteyenlere büyük bir darbe vurduğundan bahsetti. Ayrıca aynı gazete, konuyla ilgili yaptığı haber-yorumda, Türkiye'nin (Amerika'nın en yakın müttefiklerinden biri olarak tanımlayarak) boğazları kullanarak geçiş yapan tankerlerden kurtulduğunu ve boğazların artık daha güvenli olacağını iddia etti. The Times gazetesinde ise, açılışın yapıldığı günlerde yayınlanan yazıların çoğunda, bu tür hat'ların dünya petrol ihtiyacını karşılamada ve enerji sorununa çözüm bulmada gerçekçi olmadığı iddia edildi.
Bir Tarih Olarak BTC
BTC'nin Türkiye'deki resmi web sitesinde, petrolün tarihi anlatılırken, "neft"ten bugünlere petrol taşımacılığının ne aşamalardan geçtiği ortaya koyuluyor. Marco Polo'nun Kuzey İran'ı ziyaret ettiği 1271-73 yıllarında "neft yağı"nın o döneme özgü şekillerde ticari amaçlı taşındığını ve pazarlandığını anlatır. Arapça'da ve Farsça'da "neft" olarak bilinen bu yanıcı madde, aydınlatmadan ipek ve diğer kumaş dokumalarının temizlenmesine, hekimlikten savaşa kadar değişik alanlarda kullanılan ham petrolden başkası değildir.1 Bu sitede, petrolün deriden keselerle taşındığı anlatılırken Bakü'nün bu ticaretten çok etkilendiği belirtilir.
Petrolün modern tarihi, 1859'da Amerika'da Titusville'de açılan 21 metrelik (69 ayak) kuyuyla başlatılır. Ve petrol arama, çıkarma, işleme, dağıtım konularında her gün bilgi üstüne bilgi eklenerek bugünlere gelinmiştir. Çok yakın bir zamana kadar sadece otomotiv ve uçak sanayisinde yakıt olarak kullanılan petrol, değişik metotlar ve bulunan yeniliklerle her alanda kullanılmaya başlanmış ve neredeyse tüm sanayi kollarının hammadde üretimini sağlamaya başlamıştır. 1859'da açılan 21 metrelik kuyu 88 sene sonunda 5432 metreye ulaşmış ve bu zaman zarfında yeni delme ve petrol çıkarma teknikleri elde edilmiştir.
Bakü'de petrol çıkarımının bir sanayiye dönüşmesi 1870'lerde başlamıştır. İsveçli Nobel kardeşler tüfek yapımında kullanılacak ceviz ağaçları için geldikleri Rusya'da petrolün ilkel yöntemlerle çıkarıldığını gördüler. Rus Çarı'yla görüştüler ve Çar'dan aldıkları imtiyazla Bakü'de ilk rafineriyi ve Hazar Denizi'ndeki ilk petrol tankerini kurdular. Hatta bölgede ilk boru hattını (70 km) inşa eden de yine Nobel kardeşlerdir.2
Çarlık Rusyası döneminde adına "Great Game (Büyük Oyun)" denilen bir kavga başladı. Bu kavga o zamanın süper gücü İngiliz İmparatorluğu'yla Çarlık Rusyası arasında idi. Fakat bu oyun sahneye konulamadan çıkan Birinci Dünya Savaşı ve Rusya'daki bolşevik isyanı konunun gündem dışına itilmesini sağladı.
O günlerden 1991 yılına kadar konu çok fazla gündeme gelmedi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler'in ilk hedeflerinden biri de üç petrol merkezi Maikop, Grozny ve Bakü'nün ele geçirilmesiydi. 1943'te Almanların Kafkasya'dan çekilmeye başlamaları yenildiklerinin bir işareti iken, Sovyetlerin en önemli lojistik sahası olan Bakü petrollerini ele geçirememenin yenilgiye olan etkisini de görüyorlardı. Çünkü Hitler'in Mareşal von Manstein'a şu sözü önemlidir: "Bakü petrolünü ele geçirmedikçe savaşta yenilmiş sayılırız."
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan bağımsız devletlerle beraber Batı dünyası tekrar Hazar petrollerine yöneldi. Azerbaycan bu dönemde yıldızı parlayan ülke konumundaydı ve ilk olarak BP (British Petroleum) Azerbaycan'a geldi. O dönemde görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Dönemin Devlet başkanı Muttalibov konuya soğuk bakmıştı. Muttalibov'dan sonra başkanlığa seçilen Elçibey döneminde ise, konuya ilgi duyan tüm petrol şirketleri Bakü'ye akın etti.
BTC hat'tı daha faaliyete geçmeden, bu hattın ilk icraatı, Elçibey'in yönetiminin devrilmesi olmuştur. Elçibey'in yerine geçen Haydar Aliyev ise, "Asrın Kontratı" olarak adlandırılan ve bir konsorsiyumla 1994'te imzalanan anlaşmanın kendisine ait bir parçası olarak BTC'nin hayata geçirilmesine büyük katkıda bulunmuş oldu.
BTC projesi Başkan Clinton döneminde yoğun olarak desteklenmiş ve teşvik edilmiş olmasına rağmen, işin asli boyutu olan mali durum projenin mimarlığını Avrupalıların üstlenmesini sağladı. Bu arada Aralık 2003'te ölen Haydar Aliyev'in oğlu İlhan Aliyev, babası ölmeden birkaç ay önce, Ekim 2003'te şaibeli bir seçimle iş başına geldi. İlhan Aliyev'in iş başına gelmesiyle proje yeni bir ivme kazanmış oldu. Bu arada Azerbaycan Devlet Petrolleri Şirketi Socar ile yabancı petrol şirketleri 94 Eylülünde Azerbaycan Petrollerinin Üretim Paylaşımı adlı bir anlaşma imzaladılar ve bu anlaşmayla BTC için düğmeye basılmış oldu.
Projenin resmi bir kimliğe bürünmesi ve uluslararası hukukta temsil edilebilmesi için projeye katılan ülkeler nezdinde 18 Kasım 1999 tarihinde İstanbul'da düzenlenen AGİT zirvesi sırasında bir anlaşma daha yapıldı. Bu anlaşmaya Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye imza attı. İmzaya hakem olarak ise ABD Başkanı şahitlik yaptı. Bu anlaşmayı, Ev Sahibi Ülke, Müteahhitlik ve Hükümet Garantisi anlaşmaları takip etti ve aynı gün içerisinde imzalandı.
Azerbaycan'da Amerikan destekli Haydar Aliyev'in devamında İlhan Aliyev'in iktidara gelmiş olması Amerika için bir güven kaynağıydı. Amerika, kendi hegemonyal güveliğini sağlayabilmek için Aliyevlerin her ikisini de açıktan destekledi. Onlara "kadife devrim" korkusu yaşatmadı, Azeri halkının açlık ve sefaleti konusunda hükümetin çaba göstermemesini uyarmadı, "özgürlüklere" getirdiği kısıtlamalara karışmadı.
Gürcistan konusunda bu kadar rahat bir durum söz konusu değildi. Konu daha karmaşık olduğundan kadife bir devrimle "özgürlük" ve "özgür seçimler" isteyen "halk" (!) tarafından Edward Shevernadze ortadan kaldırılmış ve yerine genç, fotojenik, Amerikan eğitimli, Amerikan düşünceli Mikhail Saakashvili getirilmişti.
Bu hat'a yönelik gelişebilecek sabotajlara karşı Hazar Koruma Birimi (Caspian Guard) oluşturuldu. Bu birimin kuruluşu aynı zamanda bölgeye Batı askerinin de yerleşmesi anlamına gelmektedir. Bu bölgede varlığını koruyan ancak çeşitli sıkıntılara maruz kalan Batılı devletler bu şekilde bölgedeki askerlerini yasal ve meşru bir zemine oturturken aynı zamanda da askeri güçlerini artıracaklardır.
Türkiye'de ise hattın geçtiği yoğun dağlık bölgelerdeki güzergahın, ülke içi terörist gruplardan korunması önemli idi.
Şimdiye kadar PKK'ya bir terör örgütü demeyen Amerika konuyu gündemine aldı ve PKK'yı "terörist örgüt" kapsamında değerlendirmeye başladı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, PKK'yı terör örgütü olarak nitelendirirken Abdullah Öcalan'ın da yeri hapishane olan bir bölücü ve terörist olduğunu açıkladı. Tabi ki Amerika'nın bu söylem ve düşünce değişikliğini sadece BTC'ye bağlamak yanlış olacaktır. Ancak boru hattının güvenliğinin konuyla ilgili çok önemli bir durumda olduğu da reddedilemeyecek bir gerçektir. Bu arada hattın Ceyhan'da sonlanması da yine güvenlik anlamıyla önemlidir. Yani hattın son çıkışının Ceyhan olması bir tesadüf ya da mühendislik bir zorunluluk değildir. Amerika'nın İncirlik Üssü'nün burada oluşu, hattın Türkiye bölümünde güvenlik konusunda büyük bir rahatlık sağlamıştır.
Büyük Oyun (Great Game) Başlıyor
Üç yıl önce start verilen bu proje tamamlanarak açılışı yapıldı. 2003 yılı Nisan ayında yapımına başlanan hat 3.6 milyar dolara mal oldu. Ortaya çıkan finansman sıkıntısını uluslararası kredi kuruluşlarından alınan kredilerle aştılar. Bu hat'ta önem veren Amerika'nın desteği ve garantörlüğü bu finansmanın sağlanmasında büyük kolaylıklar sağladı ve yüzyılın en büyük oyunu başladı (New Great Game).
Bu arada Rusya, konuya farklı bir açıdan dâhil oldu ve bu hattın gereksiz ve aynı zamanda hukuksuz olduğunu belirtti. Rusya, petrol taşınmasının kendisine ait Novorosisk limanından dünyaya pazarlanmasını istiyordu. Bunu hat ilk geldiği günden beri bu isteğini tekrarlayan Rusya, Hazar'ın statüsünü gündeme getirdi ve hukuki anlamda bu statünün tanımlanması gerektiği, aksi halde burada petrol üretiminin ve dışarıya satılmasının mümkün olamayacağını iddia etti.
Ekonomiklik ve sürdürülebilirlik dışında BTC'nin tamamlanması ve faaliyete geçirilmesi artı bir değer olarak "özgüven" oluşturmuştur. Çünkü küresel petrol rezervlerinin çok büyük bir bölümüne hükmeden Batı dünyası, ara dönemlerde karşılaştıkları ambargo ve isyanlarla ne yapacaklarını şaşırmıştı. Örneğin Hugo Chavez gibi anti Amerikancı bir devlet başkanının elindeki petrol rezervlerini tehdit olarak kullanması Batı dünyasında kaoslar oluşturuyor.
Hazar petrollerinin hukuksal süreci bile başlı başına bir sorundur ve bu sorunun, gündemi kaşımaya ve karıştırmaya devam edeceği gün gibi açıktır. Bu konuyla ilgili beş Hazar ülkesi Tahran'da bir araya geldi. Hazar'ın hukuki süreci için hızlı kararlar alınması gerektiğine dair fikir birliği edildi ve görüşmelerin sürdürülmesi istendi. Bu konuda Tahran yönetimi, Hazar Denizi'nin militarize edildiği ve Hazar petrollerinin çevre ülkelere danışılmadan işletmenin yapılmasının kabul edilemeyeceğini ifade etti.3
Bu tartışmalar; Hazar petrollerinin ve doğal gazının Batı'ya taşınması sorununun hem bölge hem de küresel anlamda rekabeti, nefreti ve ilişkilerdeki olumsuzluğu artırdığını gösteriyor. Bu proje ekonomik ve aynı zamanda siyasi bir hâkimiyet projesidir.
BTC ve Türkiye
BTC ile yeni bir döneme giren petrol ve doğalgaz taşımacılığı, kendisine ait bu tür enerji kaynağı az olan Türkiye için özel bir anlam ifade ediyor. Enerji konusunda çeşitli alternatifler ararken bir yandan da petrol yolları oluşturmaya çalışan Batı, stratejik bir konum olarak Türkiye üzerinde değişik hesaplar yapmaktadır. Ancak petrol yollarını kontrol etme imkânı da Türkiye'ye özel bir statü ve üstünlük kazandırmaktadır.
Ancak bu statü ve üstünlüğü Amerikalı "dostları" adına yürüten Türkiye, avantajlarının tümünü halkına yönlendirmek yerine, Amerika'ya açmaktadır.
Washington yönetimi, kendisine bağlı yeni bir ülkeler bloğu (Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye) oluşturmaktan gayet memnun gözüküyor. Bu yüzden Gürcistan'da "demokrasi" isteyen muhalefete açık destek veren Amerika, Azerbaycan'da istenen aynı "demokrasi" için Aliyev'in yanında yer alıyor.4
Türkiye'de yıllardır devletin terör örgütü olarak gördüğü PKK'ya yardım ve yataklık yaptığı iddia edilen Amerika'nın, bugün aynı örgütü "terörist" listesine eklediğinden bahsedilmektedir. Bu eklentinin BTC'nin güvenliği ile ilgili olduğu apaçık ortadadır.
Bu sırada ortaya çıkan AB referandumları Türkiye aleyhine gözükürken, AB enerji politikalarıyla ilgili raporunda Türkiye'yi "özel" bir enerji koridoru olarak nitelendirmektedir. Ve bu "özel" durum AB üyeliği konusunda Türkiye'ye farklı bir koz sunuyor. AB'nin, Amerika'nın ve Türkiye'nin çıkarları Anadolu coğrafyasında planlanan çeşitli boru hatlarında birleşiyor.
Oyuna Devam
Dünya hegemonyal sistemini, petrol jeopolitiğini ve güç politikalarını bir bütün olarak düşünecek olursak BTC gerçekten çok ciddi ve önemli bir projedir. Bu proje dâhilinde Amerika, Kafkaslardan Orta Asya'ya kadar olan coğrafyadan Rusya'nın en uzak sınırlarına kadar her yerde bir güç savaşı yürütmektedir. BTC ise, bu güç savaşının stratejik anahtarlarının en başında gelmektedir.
Durumun İran'la ilgili boyutu da Amerika açısından sevindiricidir. Ortadoğu'daki petrolün taşınmasında İran Körfezi'ni kullanmak zorunda olan Amerika, bu hat ile körfezi ve dolayısıyla İran'ı, en azından Hazar petrolleri konusunda, by-pass etmeyı sağladı. Sibirya ve Orta Asya petrolleri konusunda da Rusya'nın by-pass edilmesi güç dengelerinde taşların ciddi anlamda değiştiğini gösteriyor.
Kazak enerji kaynaklarının 2010'dan önce BTC'ye ekleneceğini Nazarbayev'in -kadife devrimle devrilme korkusuyla- teyit etmesi, hattın gücünü ve etkinliğini artıracaktır. BP ise, bu hattın Kazak petrollerine ihtiyacı olmadığını savunarak bu işe hep karşı çıktı.5 Elbette bu karşı çıkış bir oyun olabileceği gibi altında farklı çıkar savaşları da olabilir.
BTC, yüksek maliyetle inşa edilmiş olsa da, Hazar petrollerinin taşınması için en etkin ve en ucuz maliyetli rotadır. Aynı zamanda güç politikalarının somut göstergelerinin en önemli yapıtlarından da biridir.
Gerçek olan şudur ki, BTC, New Great Game (Yeni Büyük Oyun) içinde kendine ait "özel" bir konumdadır. Bu oyunun oyuncuları ve yönlendiricileri ise Kafkasya, Hazar ve Orta Asya petrollerini şu ya da bu şekilde ele geçirmeye devam etmek isteyeceklerdir. Zaten oyunun amacı ve kuralları da bu yöndedir.
Dipnotlar:
1- www.btc.com.tr
2- www.ntvmsnbc.com/news/325392.asp
3- www.irib.com.
4- Amerika'nın Sesi Radyosu
5- Pepe Escobar; "Boru hattı Ülkesi", www.atimes.com'dan çeviren Murat Kirişci, (http://www.islamdunyasi.com/cgi-bin/index.pl?mod=news;op=news_id;id=397)