Ahidlerini yerine getirenlere…
Güneşi değdirip alınlarına
Aşk yolunda dağ gibi
Güllerin aydınlığında gittiler
Elleri kıyam demekti
Şehrin üstüne gerilen
Bir bütündü onlarda
Düşünce ve eylem
Karanlığın suratına
Nurdan çizgiler çizen
Çöl güneşinde yanıp kavrulan
Bedir’den Kerbela’dan
Kılıç ve gül
Dar vakitlerde
Bağlılık damarlarından
Süzülüp giden şehitler
Gittiler
Kurşun yemiş resimler kaldı elimde
Bir de mavilikler taşıyan sesleri
Ve gül direnişleri
Ey dağ rüzgârlarında savrulan
Ey imanın çelikten zırhını kuşanıp
Şehirlere kıvılcımlar saçan
Azalan yağmurlar altında soruyorum
Hangi sularda saklı şimdi
Aşkın bereketi
Onlar
Kahpe kurşunları
Kanlarının alevinde erittiler
stikbale açılan kapıdan
Şehadeti içip huzur içinde gittiler