Haberin renginde kol, kafa, parmak et kokan
bu damla damla yakan
sözü alevlendiren
içte közü korluyan...
yıkamalı elbet çocukları devrim düşünde.
Niyeydi uzaklardan söküp kendini geldiğin
Ne de yamandı Cenk Kalesi harbiniz
Öldünüz öldünüz ırak elde düştünüz
Parça parça, lime lime şehit oldunuz
Mezar-ı Şerif eli Kılıç Ali'nin anısı
Unutulmaz savaşın şimdi yaman yankısı.
Acılı kalpleriyle katılıp cehdin hülyasına
Kimindi o ayak sesi gelip yerleşen sabrıma.
Siz eey! Uzaklara bakan kardeşlerim!
Gözlerinde cihadı resmeyleyen kardeşlerim!
Şimdi bakın yetişiyor toprak kıpranışla
Ve gelecek elbet göğün uğultusu sasfımıza.
Siz eey!
yüreği cenge düşmüş
sevdası cenge
bir ölüm kalım savaşı ki,
gözleri özgürlükte
Siz cenge katmış canını heey
çocuklar!
yağmura yakışırız
rüzgarla savrulur
seyreyleriz cihanı
güneşte dönenir
döner döner dolaşır cenk kalesinde ölürüz.
bu kustukları bize
bu şeytanın askerleri
çalılarımızdan çırpıp da
kustukları bize.
Ölürüz de kavuşuruz
ölürüz de biz
Cenk kalesi döğüşür
kaynayan taşında
taş taş duvarıyla
Cenk kalesi döğüşür.
Heey gidi İbrahim'in eli
Ya Rabbi Azimü'ş-Şan!
bana kılıcını ver
bu putları kıracak
bir yürek bende var.