Karanlık bir yedikule öncesi
Her adımda kırçıl sakal şaş bıyık
Bütün evler, arabalar sil baştan
Tuz ve ekmek rahlesinde mesnevi
Ağlayışın çatısından kaçarken
Lavaboda kıstırılmış hıçkırık
Tam arkamda seyrek geçen bir gece
Asfaltın ağzında akşamdan kalan
Oturdum da otlarını okşadım
Kaç yerinden vurgun yemiş Ceneviz
Gece geldi unutuşa dayandı
Bir kitaptan tam karşıya geçerken
Bütün sözler tutuldu
Bütün sayfalar yandı
Ne varsa ezberimde sükûttan yana
Kamyonlara karışmış İbranice bir sokak
Geçmeyen neyse o hiç kimsenin aklından
Baştan savma bir bahar yün eğirir her yatak
Kesiliverir sesler soğuyan tene doğru...
(Çöl Vaazları, s. 68)