“Suriye ordusundan bir askerî polis, Esed’in katlettiği 11 bin kişinin fotoğrafını çekti. Kurbanların işkenceyle ve aç bırakılıp öldürüldüğü tespit edildi...
Çalışma arkadaşlarıyla iki yılda 55 bin kare fotoğraf çeken askerî polis, Esed’in sistematik işkenceyle öldürme politikasına dayanamayarak Suriyeli muhaliflerle gizlice irtibat kurdu. Askerî polis, iki yıl boyunca çekilen fotoğrafları düzenli olarak bir flash belleğe kaydetti ve gizlice muhaliflere verdi.
Fotoğrafların üzerlerinde oynama yapılmadığı İngiltere’de bir laboratuvarda tespit edildi. 55 bin fotoğraftan 26 binini inceleyen komisyon, fotoğraftaki kişilerin, işkenceye tabi tutulduklarını; tel, ip ve hatta triger kayışına benzer cisimlerle boğulduklarını saptadı”. -AA / 21 Ocak 2014-
***
Eliyle konuşan cani iri taş bırakmış vakitli kurban kaçmasın için
Tel ip triger kayışı bilumum cerrahi alet edevat
Lens mercek tripod son sürüm fotoğraf makinaları
Vicdan göç yolunda ayak eskitmiş belli resmi kum fırtınası
İnsanlık libası ağırlaşınca düşürmüş ehliyeti artınca
Deli tay tırnağında çamur lekesi herkes kirpikleri arasında
Nacak nazar yağar elinden sinesi kesintisiz çizik yutmuş velet
Arenadan fırlamış vücudu ele verir böğürüşü höykürüşü
Kesik dil paresi tıkaç kulağında dudakları can çekişmez
Lata ki herkesten alacaklı gard almış cellat
Tarif için el muavin olmalı kör yolcu kelimelere
Ortalık mezbaha güngörmüş çiçeklere yer yok
Gözler raydan çıkan vagon orta yerde gövde sail esirin
Nutuk çekmiş gözün bebeği ikna için depar atmış alnıyla
Nefesi çıkmaz sokağa iner baba kardeş valide naçar çizer daire
Kar yağar patikalara iribaşlar yürür karaya yatırır kuyruğunu
Eteklerini toplar saadet başak bakışlarını yolar solar yüzü
Sazın sesini terbiye eden tırnak sökülür burkulur dize
Kırılır iğnesi terzinin hekimin tüfeğin bükülür namlusu
Ses tellerine düğüm atılır sazendenin biter düğün
Sokak şahane sahne herkes yapımcı serde bir film fantezisi
Eser karayel harami dört koldan beğenilmeme kaygısı yok
Buhur sürülmüş defterler iddia eder vesikasız şahitsiz
Fışkın verir naaş foto raflardan gelir vakitsiz davetiyeyle
Hayatı aydınlatan söz sessizce sürülür mekanizmaya
Yollara bulvarlara değdirir alnını umut inceden rüya görür
Sesteki esrarengiz tını ihbar eder hayatı can yeniden yürür
İlik süt ılık su verilir doğan güneşe aya yıldıza ayar
Bir ses bakış gülüşe dönüşür duyan dayanan görecek!
***
(Zorunlu bir basın açıklaması):
Kayışlar koptu kıyamet oldu! Sesine kavuştu triger kayışı. Konuştu:
“Kauçuk yığınıydım motorda, dişli yamağıydım. Esed’in belinde, celladın elinde, kurbanın boğazında ne işim olur Allah’ım, anlayamadım ben de!”
Kayışın yanağında mahcubiyet ve üç damla: Kan, ter, gözyaşı. Kurbanın terekesi.