Filistin'de kendi öz vatanlarında işgal rejiminin zindanlarında bulunan 8 bin Filistinli tutsak, 15 Ağustostan bu yana açlık grevi yapmaktadır. İşgalcilerin zulüm ve işkenceleri dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Göklere yükselen Filistinlilerin feryadına biz de buradan sesimizle katılıyoruz.
Filistin halkının üçte birinden fazlasının bu zindanlara en az bir defa girdiği belirtilmektedir. Sorgusuz sualsiz, sebep ve bahane aramaksızın, insanlar sürekli gözaltına alınmakta, mahkeme edilmeksizin aylarca, hatta yıllarca zindanlarda tutulmaktadır. Bütün bunlar, halkı hayatından bezdirmek ve Filistin direnişini kırmak amacıyla sürdürülmekte olan uygulamaların bir parçasıdır. Öte yandan işgal devleti Oslo'da başlayan müzakere sürecinde tutsakları koz olarak kullanmaktadır. Mazlum Filistin halkı zindanda da olsa boyun eğmeyeceğini, işgalcilere karşı direneceğini bu açlık grevi eylemiyle bir kere daha ilan etmektedir.
İsrail, dünya üzerinde işkenceye anayasasında yer veren tek devlettir. Yani, işgalci Siyonist rejim Filistinli tutsaklara işkence yapılmasını 'anayasal' bir uygulama olarak devam ettirmektedir. Tek başına bu durum dahi, İsrail'in gayri meşru bir devlet olduğunu, tanınmaması ve ortadan kaldırılması gerektiğini kanıtlamaktadır.
İsrail hapishanelerinde bulunan tutsaklar, sadece Filistinli direnişçilerden ibaret değildir. Kadınlar, çocuklar, bilim adamı ve yazarlar da yoğun baskı altında, tutsak durumdadırlar. Aksa intifadasından (1999'dan) önce 1000'e kadar düşen Filistinli tutsak sayısı, Nazi usulü toplama ve tutuklamalarla bugün 8 bine ulaşmıştır.
İşgal devleti, birinci intifada döneminde uygulamaya koyduğu ve 12-14 yaş arası çocukların da tutuklanmasına izin veren 231 sayılı askeri yönergesini 1999'da yeniden uygulamaya koydu. İşte bu yönergeye dayanılarak binlerce çocuk işgal güçleri tarafından aşırı derecede şiddet kullanılarak tutuklanmış ve zindanlara doldurulmuştur.
En son hazırlanan raporlara göre halen İsrail zindanlarında 18 yaşın altında 350-400 civarında çocuk bulunuyor. Bunların 35'i idari mahkumiyetle yani yargı dışı mahkumiyet kararıyla zindanda tutuluyorlar.
Diğer taraftan kadın tutsaklar çok daha zor şartlar altındadır. Kadınlara uygulanan işkence ve kötü muameleleri burada anlatmak istemiyoruz. Kadınlar 1984'ten beri defalarca açlık grevleri ile direniş eylemleri gerçekleştirmişlerdir. Filistinli kadınlar, sadece direnişçi mücahit çocuklar yetiştirmekle yetinmeyerek kendileri de direnişin bütün safhalarında yer almaktadırlar.
Bizler Filistin Dostları Girişimi gönüldaşları olarak, Filistin halkının yalnız olmadığını, Filistinli tutsakların direnişine katıldığımızı ilan etmek üzere çeşitli eylemliliklerle konuyu gündemleştirmeliyiz.