"Kudüs'ü düşünme saatiniz gelince hep böyle olursunuz. Katı, kalın, yalın ağırlığı ne kadar da somut duyarsınız! Oh be! Ülkeme, Ortadoğu'ya, tüm yeryüzüne öğretisel bakabiliyorum dersiniz. Adeta tarihi yaşıyor gibi; onurlu ama şimdi suçlu; başınız dimdik bir an sonra yerde; kalakalırsınız öylece. Yasa batmış Kudüs bu! Elinizi uzattınız; zincirleri mi kıracaksınız? Yurtsuz kalan Filistinlilerin direniş ateşinin çıngıları göklere saçılır ve ıssız İstanbul gecelerinde toplarsınız bunları. 'Bağımsızlık! Özgürlük!' seslerini can evinizde duyarsınız…"
Üretken ve gayretli şairlerimizden Nurettin Durman'ın ciddi bir emek sonucu hazırladığı Filistin Şiirleri Antolojisi, Nuri Pakdil'in 'Bir Yazarın Notları' adlı kitabından yapılan bu alıntıyla başlıyor. 2001 yılının sonlarında Anka Yayınları'ndan çıkan kitap, alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor kuşkusuz.
Nurettin Durman kısa bir sunuş yazısıyla selamlıyor okuyucuyu. Bu yazıda antoloji hazırlama düşüncesinin nasıl doğduğunu, işin zorluklarını, tarama ve dosyalama çabalarını, yararlanılan kaynakları, şiirin gücünü kısa değinilerle aktarıyor bize. Ardından, bir antoloji için ilginç ve sıra dışı sayılabilecek olsa da, Kudüs, Filistin ve Filistin edebiyatı hakkında bilgileri içeren kısa tarihçeler sıralanıyor. Şiirlere geçmeden önce, okuyucuya konuyla ilgili bir zemin oluşturmak, kimi şiirlerdeki maddi, tarihi, coğrafi öğelerin daha iyi anlaşılmasını sağlamak, konulu bir antolojiyi zenginleştirmek amacıyla böyle bir yola başvurulmuş sanırım. Çok gerekli görüldüyse, kapsamlı ve bütünlüklü bir giriş yazısında bunlara değinilebilir ve kaynak olarak da 'Büyük Larouse Sözlük ve Ansiklopedisi'nin dışındaki yapıtlardan da yararlanılabilirdi. Toplam 256 sayfalık antolojide 68 şairin ürünlerine yer verilmiş. Antolojide kimi şairler tek şiirle yer alırken, kimilerinin birden fazla şiiri okuyucuyla buluşmuş. Şiirler, şairlerin doğum tarihleri esas alınarak sıralanmış. Filistinli ya da Arap şairlerin yanı sıra dünya görüşleri farklı kimi şairler de kitap da yer almış. Kuşkusuz daha geniş bir taramayla daha zengin, daha geniş boyutlu bir yapıt meydana getirilebilirdi. Kitap, yeni baskı yapma şansına sahip olursa, içeriği genişletilip zenginleştirilebilir elbette. Zira Filistin ve Kudüs, hem sürekli acı ve göz yaşına hem de kesintisiz bir direniş ve mücadeleye tanıklık etmekte. Diğer taraftan, küresel emperyalizm ve sömürü karşısında küresel duyarlılık ve dayanışma oluşturma çabaları ekseninde, Müslüman kimlikli insanların dışında da Filistin konusunda çok güçlü bir ilgi yumağının oluştuğu gözlemlenebilmektedir. Bu ilgi ve duyarlılık, bu alandaki düşünsel, edebi üretimi de sürekli devingen hale getirmekte, çoğullaştırmakta ve yenilemektedir.
Özenli bir tasarım ve baskıyla sunulan antolojide, yer yer bazı fotoğraf ve desenlere de yer verildiğini görmekteyiz. Tashih hatası yok denecek kadar az. Şairlerin doğum-ölüm tarihlerine ve yerlerine yer verilmesi de iyi olmuş. Her şiirin altında çevirenin ya da iktibas yapılan kaynağın adının belirtilmesi hem kullanışlılık hem de hakkaniyet açısından güzel ve doğru bir tutum.
Antolojiyi hazırlayan Nurettin Durman ve Anka Yayınlarını bu özenli ve yararlı çabalarından dolayı tebrik ediyor, sözlerimizi Nızar Kabbani'nin şu dizeleriyle noktalıyoruz;
"Mahmut el-Derviş selam sana
Tevfik el-Zeyyat selam sana
Ey Fadva Tukan selam sana
Ey kalemlerini sıcak kaburgalarında yontanlar
Sizden öğreniyoruz
Nasıl ateşlenir sözcüklerle bomba
İşgal altındaki toprağın ozanları
İşte söz dervişleri
Güvercin uçuruyorlar doğuda
Yeşil çay içiyorlar bardaklarından
Düş çoğaltıyorlar
Değil mi ki ozanlarımız var
Kasidelerinizin kapısında duran
Başlamıştır ağırdan
Başlayacak olan"