Allah'a hamd olsun, müslümanlar tarafından nihayet Filistin davası konusunda olması gereken, dayanışmayı oluşturan ilk ve önemli bir adım atıldı.
Türkiye'de yaşayan müslümanların Filistin'le Dayanışma Derneği kurma girişimleri sistem tarafından nasıl karşılanacak bilmiyoruz ama halihazırda Siyonistlere karşı İslami mücadelede sembol olan "Hizbullah"ı övdüğü gerekçesiyle tutuklanan N. Şirin'i göz önüne aldığımızda bunun ne olacağını az buçuk kestirebiliyoruz. Aslında bunun sonuç olarak ne olacağı bir noktadan sonra pek önemli değil asıl önemli olan müslümanların bu olgun bilince sahip olmaları.
Bu teşebbüsün, tam da Türkiye ile terörist ülke İsrail arasında sıcak ve aleni dostluğun pekiştiği, İslami hareketlerin bertaraf edilmesi konusunda anlaşmaların imzalandığı, Büyük Şeytan'ın terörist ülke İsrail'in istemleri doğrultusunda uşaklarına İslami İran'a ambargo çağrısında bulunduğu bir döneme denk gelmesi bu dayanışmaya daha bir hassaslık ve önem kazandırıyor. Küfür cephesinde değişen bir şey yok, İslam konusunda her zaman her konuda ittifak kurmaya hazırlar
"Müslümanların cephesinde neler değişti? Filistin sorununa bütünüyle İslami bir perspektiften yaklaşılarak, Türkiye halkının konuya daha duyarlı kılınması ve desteğinin sağlanması..." "Siyonizm ve emperyalizme karşı mücadele ile evrensel İslami harekete karşı başlattığı yoğun savaşta uluslararası emperyalizmin İsrail ile ortak bir misyon yüklediği Türkiye'deki sisteme karşı mücadelenin birbirinden ayrı düşünülemeyeceği gerçeğinin Türkiyeli müslüman kitleye aktarılması..."
Çizilen bu çerçeve ile Filistin davasına karşı Türkiye'de yaşayan müslümanların sorumluluk alanı belirlenmiş görünüyor. Bu durum; üslup, tanım, tavır ve mücadeleyi de büyük ölçü de şekillendirecektir.
Siyonist Baskı ve Ekonomi
Dünya mazlum halklarını sömüren emperyalizmin bu kadar geniş bir sömürü ağına nasıl sahip olduğunu tahlil ettiğimizde, yer altı ve yer üstü kaynaklarının talan edilmesi ve önemli ölçüde tüketim köleliğinin ciddi bir yer tuttuğunu fark ederiz.
İslami hareketlerin önünü tıkamak için bütün imkanlarını seferber eden, bu konuda İslami hareketlerle sorunu olan Mısır, Cezayir, Rusya, Sırplar v.s. ülkelere ister nakdi yardım ister lojistik destek ister kamuoyu oluşturmada her türlü yardımı esirgemeyen Siyonistlerin nasıl oluyor da bu kadar cömert olduklarını düşündünüz mü?
Belki de bu sorumuzu Saba marka televizyonumuzda Siyonistlerin köktendincilerden birkaç kişiyi daha temizlediğini duyduğumuzda cevaplar, ya da Profilo marka buzdolabından içimizi serinletmek için bir fırt Coca Cola aldığımız anlar veya İntifada armalı T-shirtümüzü Beko marka çamaşır makinasında yıkayınca düşünür ya da halis İsrail dokuma ipliğiyle müslümanlara tesettür elbiseleri hazırlayınca kavrar, en nihayetinde siyonizmin kuşatılmışlığı altında İslami hareketlere nasıl oluyor da bir cücenin kafa tuttuğunu düşünür fakat kendimize en ufak bir pay çıkarmayız.
Tüketim alışkanlıklarımızla Siyonist zulüm arasında bağ kurmayacağız. Hadi hep beraber tekrar düşünelim müslümanlara karşı anında ambargo uygulayan emperyalist ve Siyonistlere karşı dostlarımıza onurluca destek verdiğimizi ispat için biz de ambargo uygulayalım. Hem de düşmana düşman gibi bir ambargo. Ayrıca Filistin Dayanışma Derneği için bir araya toplanan müslümanlara da bir çağrı da bulunuyorum: Bütün gücünüzle bu ambargoyu belleklere yerleştirin.
Bizim Dayanışma Derneği kurucularından beklediğimiz bu. Elbette ki bu konuda sorumluluğun hepsini onlara yüklememiz bize yakışmaz. İnşallah bu konuda yapılacak olan bütün çalışmalara katkıda bulunacağız bu vesile ile bir çağrı da bu yazının okurlarına: Gelin "dayanışma"ya hep beraber katılalım!