Kitap dedim aşkla kavruldu içim
Kaç zamandır kanıyor içimdeki çığlık
Kapılardan çıkıp gitti hüzün, kurudu çiçeklerim
Neredesin ey sevgili
Şimdi toprağa döküldü yetimlerin gözleri
Sensiz neyleyim dünyanın bahçelerini
Hayat ölümcül bir uykuya akıyor
Külle kirlenmiş ruhlar
Kayıtsız alınlar, lanet sokaklar
Oysa bir gül bir devrimdi
Yiğit sesinle ey, gülü bize anlatan
Sendin ey sevgili
Senden uzak çağın şahidi olmak
Bir dertten, bir hüzünden ibaret olmak
Şimdi ben bu şehrin gözlerinden geçtim suç bu
Acının alnından öpmüştüm çıkarken
Onca yaralarımla renkli tırnaklar arasından
Belalı kavmin ortasından
Ölümün ağır gözlerine aldırmadan çıktım
Ey sevgili
Ey gülü bizlere anlatan adam
Kendisi büyük, davası büyük, imanı büyük
Ey devrimin ta kendisi
Yok şimdi kartal bakışlar
Dik duruşlar
Ölüm sessizliği taşıyor insanlar
Yanıyor hayat, yanıyor ruhlar
Şu zalim insanlar gökyüzünü parçaladılar
Kitabı parçaladılar
Ellerimde ölüyor kurşuni kelebekler
Hira anısı güvercinler konmuyor toprağa
Ebu Cehil çağdaşlık masalları anlatıyor meydanlarda
Resmi mühür ve imza, onaylanmış yenilgiler
Yasal nutuklar mihraplarda
Ey sevgili, değişti suratlarındaki mevsimler
Uzun soluklu ırmaklar dökülmüyor denizlere
Sınandığımız yokuşlarda kesildi nefesler
Ey sevgili
Hüzün yakıyor ellerimi
Kuşat beni
Emanetine vurulan kalbimi
Dudaklarımı ısırdıkça kabaran günlerde
Kuşat beni
Ey sevgili
Bıraktığın bahçende şimdi hazan mevsimi
Gönlüm mahzun dudaklarım kül
Ey sevgili