Sivas Milletvekili Azimet Köylüoğlu, aslında sözüne güvenilemez bir kişidir. Bakan olduğu vakit, "hapisteki bütün fikir suçlularını ziyaret edeceğim" diye TV ekranlarından konuşmuştu; ben de o vakit fikir suçlusu olarak zindanda idim; verdiği söze rağmen beni ziyarete gelmedi. Demek ki, sözüne güvenilemez bir kişi olduğunda şüphe yoktur...
...Bu şovmen milletvekili geçenlerde çok akıllı bir laf etmiş, bizim insanımızın bir türlü kabule yanaşmadığı bir gerçeğin altını çizmiş. İşte sözü: "Laiklik, ulusal egemenliğin göklerden, tanrıdan alınıp yerdeki insanlara verilmesidir." (Vakit, 2 Mayıs 1995}
Bizim gazete de bu haberi, "Bu söze tepki yağıyor" diye duyurmuş. Doğrusunu isterseniz bu söze niye tepki gösterildiğini ben anlayamadım. Köylüoğlu, belki de hayatının en doğru lafını etmiş.
Efendiler, hayalimizde bir laiklik tarifi canlandırmayalım. Gerçek tarifi budur. Allah'ın hakimiyetini cemiyet hayatından çıkararak yerine beşerin tercihini hakim kılmanın adı laikliktir, sistemin adı da demokrasidir. Bu gerçeği inancı ile bağdaştıramayan müslüman, imanına ters olan bu realiteyi reddedeceği yerde, kabul göstererek tevile kalkışınca; Köylüoğlu'nun doğru sözüne tepki gösteriyor.
Tepki gösterilecekse o mefhumların manasına ve tatbikatına tepki gösterilmesi doğru olur. Yoksa, gariban Azimet Bey'in ne günahı var? Kırk yılda bir dosdoğru laf etmiş.
Bizim memlekette; "Eşeğini dövemeyen paldumuna seğirtir" diye bir tabir vardır. Eşeğe kızdığı halde onu dövmeye kıyamayan veya gücü yetmeyen kişi, eşeğin sırtındaki çula vurmaya kalkar. Bizimkilerin tepkisi de bu manaya uyuyor. Laiklik denen mefhumun kendisine söz söylemeye cesareti yok, zindanlardan ödümüz patlıyor; Köylüoğlu'na kızıp bağırmanın ise nasıl olsa müeyyidesi yok. Vur abalıya!...
11 Mayıs 1995 Vakit