Derginizin 58. sayısında yer alan "İslami hareketin gelişim seyri ve 'Ekin Meseli'" başlıklı makaleniz, yaşam koşusu içerisinde unutulan ve yitirilen gerçeklerin yeniden hatırlatılması bakımından beni oldukça etkiledi.
Kur'an-ı Kerim'in 48. suresi olan Fetih Suresi'nin 29. ve son ayet-i kerimesinin 'İslami hareketin niteliği ve gelişim seyri"ne vurgu yapılarak anlamlandırılması 'Ekin' kavramına yönelik olarak düşüncelerimde, inandığım ve mücadelesini verdiğim değerlerin sürekliliğini sağlama yönünde önemli fikri zenginliklere yol açtı.
Daha önce bu ayeti defalarca okumama rağmen, ayetin vurgusunu yaptığı netlikleri günümüz müslümanlarının aynı sahihlik ve duyarlılıkla ayakta tutmaya çalışmadıklarını, aksine reel şartlar içerisinde elde edilecek olan dünyevi kazanımlara göndermeler yaparak yorumladıklarını gördüğümde, bu kanaatim daha da pekişti.
Tüm çıkar unsurlarından uzak, ilkeli, tavizsiz, kist (adalet) üzere hareket etmeye çalışan mü'minlerin birbirleriyle sağlıklı ilişkiler geliştirmeleri ve her türlü sapmaya karşı bu ilişkileri sürdürmeye çalışmaları gerektiği üzerindeki düşüncelerim 'Ekin' kavramı çerçevesinde daha da bir netleşti.
Bu kavrama, müsaade ederseniz ben de şu katkıda bulunmak istiyorum: "Gerçekten de günümüz müslümanlarının, yaşadığımız coğrafyada Kur'ani gerçeklikleri kavramak ve onları birer tohum mesabesinde görüp özenle yetiştirmek ve sağlam gövdeler üzerinde yükseltip yaşatmaya ne kadar ihtiyaçları var. Bu bir ihtiyacın da ötesinde aslında bir gereklilik olarak algılanmalıdır".
Rabbimizin tüm mü'minlere "...sapları (dalları, gövdesi) üzerinde doğrulup boy atmış..."lardan yapması dileğiyle!
Karşıyaka-İzmir