tırmanmak buharlaşmış düşüncelerin ıslaklığından
sancısını çekmek en çetin doğumların
varıp kahrından ölmeye itmek dünyayı
dünyanın tüm sevgililerini
sonra diz üstü oturup kaldırmak ellerini havaya
muştulamak bir haberi
tarihin en dar zamanlarından.
ayaklarını vura vura gelip dikilmek
ve puslu olana dilini yutturmak
bir düğüm gibi takılmak, yutulmamak
sonra boğmak ve çıkıp gelmek zamandan bir sesle
kutsal mekana, yeryüzünün her yanına
etrafı kan kokan, ağacı kuruyan beldelere,
sevinin arkadaşlar!
sevince boğulun ey dünya halkları!
kötülük ağacı kurudu, kendi suyunda boğuldu.
işte bu yapılacak olan
dünyayı kahretmek ve çıkıp gitmek oradan
asil olan o vahyin sahibine
ve selam durmak verilen her söze.