Mısır'da Teröre Karşı Sempozyum
Üniversite profesörleri ve Ezher uleması, Mısır gençliğini toplumdaki problemler hususunda bilinçlendirmek üzere Kahire'nin güneyindeki Bussat-Karim köyünde bir dizi sempozyum düzenledi.
Sempozyumun amacı Vakıflar Bakanı Muhammed Ali Magub tarafından basına şu şekilde açıklandı: "Gençler tehlikeli fikirlere maruz kalmaktalar. Bizim bu sempozyumları düzenlememizdeki amaç bu gençlere doğru düşünmenin yollarını gösterebilmek..."
Bakan'a göre Mısır gençliği iki problemle yüz yüzeydi. Bunlardan ilki gençliğin terörizme doğru yöneltilmesi idi. Bu sorun ancak mevcut kanunlarla çözümlenebilirdi. İkincisi ise ideolojikti. Bunun çözümü ise, hükümetin gençlikle ilgilenilmesi ile mümkün olabilirdi.
Hilafet üzerine sorulan bir soruya Ezher Şeyhi Cad el-Hak şu şekilde cevap verdi: "Hilafet sistemi Kur'an'da yoktur. Peygamberin vefatının ardından ortaya çıkmış bir sorundur." Şeyh konuşmasının devamında bugün, iktidar meselelerini tartışmak yerine dünyanın dört bir yanında akan müslüman kanının nasıl durdurulacağının tartışılması gerektiğini vurguladı. Bugün kendisine "emir" sıfatını yakıştıranların gerçekte haydut olduklarını belirtti.
Kahire Üniversitesi profesörlerinden ve eski Kültür Bakanı Ahmed Heykel, kendisine terörle ilgili yöneltilen bir soruya: "Entegristlerle girdiğimiz diyaloglar sonucu birçoğu bu eğilimlerini terk ettiler" cevabını verdi.
İslami Araştırmalar Yüksek Konseyi Başkanı Abdul Sabur Marzuk ise, bu sempozyumların zamanla Mısır'ın tüm kırsal bölgelerine yayılacağını vurguladı.
Sempozyumun sonunda Ezher Şeyhi Ali Cad el-Hak bütün Mısır gençliğini ülkenin istikrarını bozacak uç fikirlere kapılmayıp, birlik olmaya ve bu konularda devlete yardım etmeye çağırdı.
el-Ahram Hebdo, 1-7 Mart 1995
Sudan - Mısır
Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir Sudan-Mısır ilişkilerinin normale dönebilmesi için Mısır'ın Halayib bölgesinden çekilmesini ve Mısır'da bulunan Sudanlı muhaliflerin teslim edilmesini şart koştu. Ömer el-Beşir, "Mısır, Sudan hükümetine muhalif faaliyetleri desteklediği müddetçe ilişkilerin normalleşmesini beklememelidir" şeklinde konuştu.
el-Ahram Hebdo, 1-7 Mart 1995
İran'da Basın Yasağı
İran hükümeti 12 Şubat'ta Hüccetü'l-İslam Hadi Hamanei'nin sahibi bulunduğu Cihan-ı İslam gazetesini İslam'a ve ulema rehberiyetine saldırdığı gerekçesiyle kapattı. Cihan-ı İslam son haftalarda, yetkililerin Rafsancani ailesinden bazı isimlerin adının karıştığı yolsuzluk iddialarını görmezden geldiklerini ileri sürmüş, ayrıca hem Ayetullah Hamanei, hem de Cumhurbaşkanı Rafsancani'yi eleştiren mektuplara yer vermişti. Selam gazetesinin konuya ilişkin yorumunda ise, Rafsancani'yi asıl kızdıran şeyin Cihan-ı İslam' da Muhteşemi ile yapılan röportaj olduğu belirtiliyor.
Middle East İnternational 17 Şubat 1995
Arafat'ın DGM'leri
6 Şubat günü Gazze sınır bölgesinde bir İsrail askerinin öldürülmesi eylemini Demokratik Cephe üstlendi. Gazze'de tabanının oldukça küçük olması Demokratik Cephe'yi kolay hedef durumuna sokuyor. Nitekim eylem üzerine 63 mensubu Filistin polisince tutuklandı. Bu tutuklamalar sırasında ayrıca İslami Cihad'ın da 20 mensubu tutuklandı. 8 Şubat'ta yaptığı açıklamada ise Arafat, bundan böyle bu tür sanıkların özel güvenlik mahkemelerinde yargılanacaklarını söyledi. Başsavcı Halid el-Hidra bu mahkemelerin sivil yasalara göre çalışmayacağını. 1962 tarihli Mısır yasasınca düzenlenen askeri mahkemelerin kurulacağını açıkladı. (Bilindiği gibi Mısır'da muhalif İslamcılar bu kanuna göre yargılanmaktalar.) Filistin İnsan Hakları Komisyonu yöneticisi Hannan Aşrevi bu konu ile ilgili yaptığı açıklamada askeri mahkemelerin Filistin'in bir ihtiyacı olarak değil, İsrail'in dayatmalarına bir cevap olduğunu söyleyerek düzenlemeyi protesto etti. Bu arada ilginç bir gelişme 14 Şubat'ta yaşandı. Filistin polisi gece yarısı tanınmış Filistinli İnsan Hakları savunucusu ve Gazze Haklar ve Yasa Merkezi yöneticisi avukat Raci Surani'yi gözaltına aldı.
Middle East International 17 Şubat 1995
İsrail Tutuklama Kampanyasını Sürdürüyor
İsrail Hamas ve İslami Cihad mensuplarına yönelik tutuklama kampanyasını sürdürüyor. 19 Ekim'deki Tel Aviv otobüs eyleminden bu yana tutuklananların sayısı 2000'i geçti. İsrail Baş Savcısı Ben Yaer Filistinliler için uygulanmakta olan mahkemeye çıkarılmaksızın 6 aylık gözlem altında tutma süresinin 1 yıla çıkarılmasını onayladı. Gözlem altı uygulamasına maruz kalanlar genellikle Mısır sınırındaki Ketziot çöl toplama kampına gönderiliyorlar.
Middle East International 17 Şubat 1995
Mısır Müftüsünün Dansı
Mısır Müftüsü Muhammed Tantavi kendisine gelen davet üzerine işgal altındaki Kudüs'ü ziyaret edebileceğini söyledi. Tantavi yaptığı açıklamada amacının saf ziyaret olmadığını, vatanı ve dini için gerekli olan ne ise onu yerine getirdiğini açıkladı. Akıllı olanların işinin uzaklaşma ve kaçma olmadığını sözlerine ekledi.
Bu açıklamaları esnasında gazetecilerin Mısır ve Siyonizm arasındaki ilişkilerin geleceği ile ilgili bir soruya ise "Ben siyaset adamı değilim" diye cevap veren Tantavi, klasik bir cevap vererek bu soruyu geçiştirdi. Tantavi'nin işgal altındaki Kudüs'ü ziyareti sanki siyasi hiçbir içerik taşımıyormuşcasına verilen bu cevap İslam ümmetinin bin yıllık geri kalmışlık tarihini de en güzel şekil de ifade ediyor olsa gerek.
Tantavi'nin seyahatleri bununla da sınırlı değil. Son olarak ABD'ye yaptığı gezide Yahudi ve Hristiyan din adamlarıyla dinler arası yardımlaşma ile ilgili yapılan konferansa katılan Tantavi, böylece İslam dünyasında yeni emperyalist oyunların açılımı olan "ılımlı müslümanlarla diyalog" kurulması politikasının güzel bir örneğini Kudüs ziyareti ile perçinlemiş oluyor. Ayrıca Tantavi'nin Kudüs ziyareti ile ilgili açıklamalarının meşhur Suud Müftüsü bin Baz'ın Kudüs'e ziyareti tecviz eden fetvası ardından gelmesi de kareleri tamamlayan başka bir öğe oluyor.
20 Şubat 1995, Bilod
Gazze'ye Tanklarla Girelim
Siyonist ordunun şeflerinden Rafael İtan Filistinli mücahidlerin tasfiyesi için Gazze'ye tankların gönderilmesi gerektiğini söyledi. İtan açıklamasında şu hususları vurgulardı: "Gazze teröristlerin sığınağı haline gelirse onları yok etmek için tanklarla bölgeye girmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bölgede vakit geçirmeden tarama operasyonları düzenlememiz gerekiyor."
25 Şubat 1995, Fetih
Siyonist Ordunun Geleceği
Siyonist eski Genel Kurmay Başkanı Ehud Barak gelecekte Siyonist orduya karşı gelebilecek tehlikelere dikkat çekerek orduyu büyük bir felaketin beklediğini söyledi. İngiliz Sunday Times gazetesinin "İsrail ordusunda moral bozukluğu" başlığıyla verdiği haberde günlük firarların arttığı ve askerlik hizmetinden kaçak durumda olanların sayılarının gün geçtikçe çoğaldığı bildirildi. Bu durumun birçok iç çekişmelere ve huzursuzluklar neden olduğu da gelen haberler arasında.
25 Şubat 1995, Fetih
Kral Hüseyin'den Muhalefete Şiddetli Eleştiri
Kral Hüseyin Siyonistler'le yaptığı anlaşmaya Ürdünlü muhalif siyasi grup ve partilerin yönelttiği sert eleştirileri, Siyonist İsrail'le Ürdün ilişkilerini zedelemek isteyen girişimler olarak niteleyerek televizyondan yaptığı bir konuşmada sert bir dille eleştirdi. Konuşmasında ayrıca Ürdünlüler'i İsrail'le ilişkileri geliştirmekten alıkoyan her türlü düşünceye karşı olduğunu açıklayarak şöyle dedi: "Barış görüşmelerini engellemeye yönelik karanlık güçlerin estirmeye çalıştığı her türlü tehdidi kaygı ile izliyor ve endişe duyuyoruz. Burada bir tarafta barış bayrağını yükseltmek isteyenler diğer tarafta da bunu parçalamak için uğraşanlar olmak üzere iki karargah var.
25 Şubat 1995, Fetih
Nato'nun Kuzey Afrika Politikası
NATO, Şubat ayı ortalarında, Güney kanadına yönelik güvenlik şemsiyesi oluşturma projesinin bir parçası olarak Fas, Tunus, Mısır ve Moritanya'dan oluşan 4 Kuzey Afrika ülkesi ve İsrail arasında "doğrudan diyalog" görüşmeleri başlatmayı planladığını açıklamıştı. 24 Şubat'ta NATO Genel Sekreteri Willy Claes görüşmeleri resmen başlattı. Kısa bir zaman önce NATO Genel Sekreteri'nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da gelişen İslam fundamentalizminin NATO ittifakını bekleyen en büyük tehlike olarak Komünizm tehlikesinin yerini aldığını açıklaması geniş yankı uyandırmıştı.
Middle East International 3 Mart 1995