Kendimden uzak yılların
Utançlığıyla uyandım bir sabah
Beynim çakırkeyf
düşüncelerim dumura uğramış...
yüzümde,
hırçın dalgaları eriten kulaçlarla
yüzdüğümüz denizin çirkefliği
boğazımda,
ütopyaya attığımız sloganların açtığı yaranın sancısı
geçmemiş henüz...
çıplak, yalnız ve çürümüş bedenimin
aynaları kirleten görüntüsünden iğrendim artık
ve fecr-i sadığın bakire ağartısında yıkanıp
La kılıcının bitmez dövüşkenliğiyle silkindim...
Silkindikçe birer birer döküldü
yanılgılarla tükettiğim ömrün ağırlığı
yüreğim,
ilk nefesimi çekerken ağladığım gün gibi atarken
yürüdüm aydınlığa
ardında fırtınalar estiren bir dünya bırakarak.