Yaralarım kabuk bağlamadı
bu mücrim cemiyette
zaman bir alev gibi vuruyor yüzüme
tebessümle dağlara baktığımda
bir de zindandaki dosta
yüreğimde amansız gel-git
inceden yağan yağmurlar gelir aklıma
bırakma ellerimi
gece utancıyla örterken kenti
işte acı bir yangın sardı kalbimi
habire kırbaçlıyorum içimin umut atını
aldırmadım
saçları ıslak aynalar toplayan gençlerin
intiharlarına
insanlar özür belgeleri taşısa da
sözlerine kuşkuyla bakıyorum
çünkü her mazeret yenilgidir
bırakın ölüm açıklasın kendini kendince
gelmesin peşimden insanlar
tüm hayaller aynalarda sırıtsın
kırılgan gecelerde
geriye bakmıyorum
ilerliyorum tenha bir incelikte
kırılgan günler artıyor
derin devlet derinleşiyor gitgide
put heykellerinin gölgesinde
gelmesin peşimden insanlar
dönüp bakmıyorum
sevmekten O'nun için ölmeyi anlıyorum...