Ramazan ayı bir uyanış, bir diriliş ayı. Bir senenin muhasebesini yapma fırsatını bulduğumuz bereketli bir zaman dilimi. Dünya hayatımızı sorgulama ve niçin, neden yaşadığımızı bir kez daha muhasebe edip yenilenme fırsatı bulduğumuz bir ay. Ve geleceğe dair daha diri olmak adına sözler verdiğimiz, kararlılık bildirdiğimiz kutlu bir ay.
Geçen iki yılda olduğu gibi bu yıl da Özgür-Der, Ramazan ayının bereketinden istifade ederek "Zorbalığa Son, Başörtüsüne Özgürlük" eylemleri gerçekleştiriyor. Fatih Saraçhane Parkı'nda gerçekleştirilen bu eylemlerde amaçlanan yıllardır sürdürülen başörtüsü yasağına karşı ülkenin farklı noktalarında uzun bir süredir devam eden başörtüsüne özgürlük eylemleriyle dayanışmaktı. Ve sık sık "Van, İzmit, Sakarya, Direnişe Bin Selam!" sloganlarıyla, İzmit, Sakarya, Van, İzmir, Kayseri ve Ankara'da sürmekte olan başörtüsü eylemlerine selam gönderildi.
Yıllardır devam eden yasak ve yasağa hiçbir şekilde boyun eğmeyen direnişçiler olarak Ramazan ayı vesilesiyle taleplerimizi bir kez daha kamuoyuna duyurmak istedik. Başörtümüzün, orucumuz ve namazımız gibi inancımızın bir parçası olduğunu bir kez daha ilan etmek istedik.
Yeni anayasa taslağı tartışmaları bahane edilerek İslami kimliğe saldırılar almış başını gidiyorken, birileri bu durumu fırsat bilerek mahalle baskısı korkusu yalanını dayanak yapıp İslam'a küfreder, Müslümanlara parya muamelesi yaparken bu konuları da gündemimize almadan edemezdik.
Müslümanların Allah'a olan kulluğunu engellemeye, insanlık onurunu çiğnemeye, Allah'ın tüm insanlara bahşettiği özgürlükleri kendi iktidarlarını muhkemleştirmek için engellemek için TSK öncülüğünde organize olmuş TÜSİAD'a, YÖK'e, Yüksek Yargı kurumlarına, merkez medyaya, sivil kamuflajlar takınmış toplum kuruluşlarına, resmi ideolojinin kapı kulu aydınlarına oluşturdukları darbe ortamından korkmadığımızı, bizleri mücadelemizden asla vazgeçiremeyeceklerini haykırdık. Başörtüsü direnişinin Müslümanlar zalimlerin kurdukları zulüm düzenine razı olamayacaklarını, Kemalizm adı altında bütün bir topluma dayattıkları resmi ideolojinin saçmalıklarına tabi olmalarının mümkün olmadığını deklare etmek için temel bir sembol olduğunu bir kez daha ilan etmek için bu eylemler dizisi gerçekleştirildi.
Yaptığımız basın açıklamalarında, "sivil anayasa" iddiası ile ortaya çıkan AK Parti hükümetinin bürokratik elit, sermaye ve onların medyadaki temsilcileri karşısında sürekli savunma psikolojisi içinde hareket etmesini eleştirdik. Yeni Anayasa taslağında başörtüsünün şartlı ve kayıtlı bir şekilde serbest bırakılacağı gündeme geldi. Devrim kanunlarına uygunluk ve hizmet alan - hizmet veren gibi ilkesizlik, hukuksuzluk ve çelişkilerle dolu şart ve kayıtlar konularak başörtüsü yasağının pek çok alanda devam ettirilmek istenmesinin kabul edilemeyeceğini bir kez daha dile getirdik.
"Sivil ve özgürlükçü" bir anayasa iddiasında olan AK Parti hükümetinin başörtüsü yasağını kısmen kaldırmakla görevini ifa etmiş olamayacağını hatırlattık. Düzenin, kirli ellerini Kur'an'ın mümin kadınlar için açık bir emri olan başörtüsünden tümüyle çekmesinin dışında hiçbir seçeneğe açık olmadığımızı tekrar tekrar vurguladık. Tartışılmaz, sorgulanmaz bir dogma olan resmi ideoloji, anayasanın kurucu ve belirleyici felsefesi olmaktan çıkartılmadan ne başörtüsü meselesinin ne de diğer özgürlük taleplerinin önünü açamayacağını yaşanan ve muhtemel çelişkiler üzerinden ortaya koyduk. İfade ve örgütlenme özgürlüğü önünde engel teşkil eden bütün unsurların ayıklanmasını talep ettik.
Yoğun ve coşkulu bir katılımla gerçekleşen eylemlerde "Başörtüsüne Koşulsuz, Sınırsız Özgürlük!" "Medyatik Yalan: Mahalle Baskısı, Toplumsal Gerçek: Yasakçı Devlet!" "Namazım Orucum Başörtüm; Kulluğum Onurum Özgürlüğümdür!" "Yasak Sürüyor; (D)uyuyor musunuz?" "Başörtüsü İnancımız/Kimliğimiz Yasaklanamaz!" yazılı dövizler taşıdık. "Zorbalığa Hayır, Başörtüsü Yasağına Son!", "Yaşasın Başörtüsü Mücadelemiz", "Kemalist Şablonla Özgürlükçü Anayasa Olamaz!" yazılı da pankartlar açtık.
Geniş katılımla gerçekleşen eylemlerde yumruklarımız sıkılı attığımız "Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz!" "İnancına Örtüne Kimliğine Sahip Çık!" "Yasakçılar/Darbeciler Yenilecek İslami Direniş Kazanacak!" "Paşaların Tankı Susturamaz Halkı" "Özgürlük Düşmanları YÖK, Medya, TÜSİAD!", "Herkes İçin Adalet Düşünceye Özgürlük!" "Uyan Diren Özgürleş!" "Özgürlükler Teslim Alınamaz!" "Zulme Karşı Direneceğiz!" "Direniş Adalet Özgürlük!", "Van İzmit Sakarya Direnişe Bin Selam!", "Üzülme Gevşeme Allah Bizimle!" "Başörtüsü Onurumuz Koruyacağız!" sloganlarını tekbirlerimizle buluşturduk.
Zaman geçiyor. Fakat yasağı sona erdirmeye dönük beklenen gelişmeler bir türlü gerçekleşmiyor. İktidarı ikinci kez kazanan AK Parti, cumhurbaşkanını da seçti. Anayasa hazırlıklarına başladı. Artık daha fazla oyalanmadan ve vakit kaybetmeden, yasaktan dolayı eğitim hakları gasp edilenler için sorunu çözücü düzenlemeler yapmalıdır. Sorunu tümüyle çözmeyen kısmi bir iyileştirme ise yasağın bittiği anlamına gelmeyecektir.