28 Şubat'tan beri adım adım uygulanan başörtüsü yasağı, İmam-Hatiplerin kapatılması, vakıfların denetlemeye alınması, cami kısıtlaması, Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesinin belli bir yaşa kadar yasaklanması, hafızlık kurslarının 15 yaş sonrasına terk edilerek ortadan kaldırılmaya çalışılması, tek tip hutbe ve "laik din hizmeti!" dayatması... 28 Şubat süreci ile başlayan dönemde egemenlerin müslümanlarla ilgili hayal ettikleri uygulamalar bugün yürürlüğe girerken, din toplum hayatından büyük bir cüretkarlıkla kazınmaya çalışılmaktadır.
8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası ile resmi ideolojik formasyonun bütün çocuklara yüklenmesi hedeflenirken, çocukların velileri de dahil bu formasyona karşı olan bütün unsurlar ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. 12 yaşından küçüklere Kur'an-ı Kerim'i yasaklayarak bu konudaki tasarruf hakkını ana ve babanın elinden alıp devlete veren kanun işte bu süreçte yürürlüğe girmiş ve İmam-Hatip okullarından sonra asıl darbeyi yiyen Hafızlık kursları artık öğrenci bulamaz düzeye inmiş, kapanma noktasına gelmiştir.
Ülkücüsü, sosyalisti, demokratı veya Kemalisti ile tek çatı altında, aynı güdülerle faşist uygulamalarda birleşen kesimler, irtica ile mücadele ekseninde bir araya gelebilmektedir.
Cami duvarının pisletilmeye çalışıldığı bir süreçte irtica ile mücadele adı altında yapılan baskı ve yıpratmalar toplumda gerginliği artırırken dine karşı açıkça düşmanlık besleyenler ile siyasi rant için her türlü ilkesizliği mubah görebilen eski tüfek ülkücü kadrolar bir taraf olarak bu pisliği etrafa saçmaktadır.
Bir market kapısına asılı "Türbanlılar Giremez!" ya da bir site yönetimince alınan kararda "Bu sitede türbanlı ailelere ev satılmaz ve kiraya verilmez" şeklinde ortaya çıkan tablo, Türkiye'nin giderek gerginlik kazanan bir toplumsal çatışma ortamına doğru sürüklendiğini gösteren amillerden birisidir. Halkı din, dil, ırk, mezhep farkı gözeterek kin ve nefrete açıkça tahrik etmekte olan ve halk arasında yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin oluşmasına zemin hazırlayan 28 Şubat tertipçileri, halen hükümet olan ve milliyetçi, muhafazakar, ülkücü kesimleri de terkine alan kemalist-sol kesimler ile toplumu tahrik edici uygulamalara yönelmektedir.
Tek parti dönemi uygulamalarına davetiye çıkaran ve adeta cami kapılarına "12 Yaşından Küçükler Giremez!" levhalarının asılmasını isteyen darbeci zihniyet İslam'ı ve Kur'an-ı Kerim'i sansürlemek istemekte, yoz ve müfsit bir tarihin kıskacında yeni nesilleri de ifsat etmeye çalışmaktadır.
Ama unutulmamalıdır ki, dedelerimizin, ninelerimizin müfsit bir tarihin pençesinde kentlerin kuytu köşelerinde de olsa sürdürdükleri mücadeleler Kur'an-ı Kerim'i yeni nesile nasıl taşıdıysa, yine müslüman halk için her ev bir Kur'an Mektebi olacak ve batıla karşı hakkın kavgası devam edecektir.