İlkokuldan beri okumaya, bilhassa dönemin çizgi romanları ile çocuk dergilerine özel bir ilgim olmuştur. Çocuk klasikleri ile bazıları yaşımın üstüne hitap eden romanların yanında, Teksas, Tommiks, Mister No, Pekos Bill gibi dönemin çizgi romanları ile Gırgır mizah dergisini; Doğan Kardeş, Tercüman Çocuk, Milliyet Çocuk, Türkiye Çocuk, Can Kardeş ve şu anda hatırlayamadığım dergileri düzenli olarak takip ettiğim gibi, bunları ve bunların verdikleri ansiklopedi eklerini ciltlemiştim. Maalesef dergiler kayboldu, lakin ansiklopedi ekleri hâlâ kitaplığımda.
Bugün baktığımda çizgi romanlar dâhil tüm bu okumaların ufkumu açmada çok faydaları olduğunu, milliyetçi vemuhafazakâr kitap ve dergilerinde -bilhassa Yeni Asya Yayınlarının çocuk ve gençlere yönelik kitapları ile Can Kardeş dergisinin- İslami yönde gelişimime ciddi katkı sağladığını görüyorum.
Tevhidî düşünceyle tanışmam 1984 yılında lise 2. sınıfta oldu. Bu dönemde İslam’a bir yönelişim vardı ve artık okumalarım İslami kitaplar ve dergiler yönünde idi. Tevhidî İslam’la tanışmamın ardından ilk takip ettiğim dergiİslam oldu. O devirde 100 bin civarında basan bu dergi, özellikle ümmetçi çizgisi ile üzerimde olumlu etki bırakmıştır. Bilahare İnsan dergisi ile tanıştım ve kapanana kadar sürekli takip ettim. Bu esnada Mektup, Ribat, Mektep, Vahdet, Bu Meydan gibi dönemin dergilerini zaman zaman takip ettim.
Üniversite çağında takip ettiğim asıl dergi ise Girişim oldu ve bu dergiyi de kapanana kadar takip ettim. Üniversite ortamında Yöneliş Yayınlarından çıkan kitapları takip ettiğim gibi, Dünya ve İslam dergisini de takip ettim ve bu okumalarımın tevhidî anlayışımın netleşmesi ve ümmet bilinci üzerinde çok önemli katkıları oldu.
1991 yılında üniversiteyi bitirmiştim ve gazete bayilerinde bulunması nedeniyle tevhidî anlayışımın iyice netleşmesine ciddi katkı sağlayan İktibas dergisini takip etmeye başlamıştım. Bu dönemde adını duymakla beraber Haksöz dergisiyle tanışma fırsatım olmadı ve ancak 2007’de tanışabildim. O günden bugüne kesintisiz takip ediyor ve her sayısını mutlaka okuyorum.
Doğrusu Haksöz dergisi ile ilk çıktığından itibaren tanışmamış olmamı, kendi açımdan 15 yıllık çok büyük bir kayıp olarak addediyorum. Bugün Haksöz dergisine katkı vermeye çalışan bir yazarı ve her satırını okuyan bir okuruyum. Özellikle sosyal ve siyasal analiz yazıları benim açımdan ufuk açıcı. İmani ve ahlaki konularda yeterince durulmamasını derginin eksiği olarak görüyor ve kendi yazılarımda bu alandaki eksikliği doldurmaya çalışıyorum.
Haksöz dergisi gelişerek mutlaka devam etmeli. Lakin sadece Haksöz dergisi yetmez, bunun yanında mutlaka Dünya ve İslam formatında daha derinlikli bir dergi ve çocuk dergiciliği ile mizah dergiciliği de ihmal edilmemeli. Özellikle yazının başında isimlerini verdiğim çocuk dergileri formatında dergilere çok büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Dergisiz kesinlikle olmaz. Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik, tevhidî mesajların onlara cazip gelecek şekilde verileceği dergiler hayati öneme sahip kanaatimce. İnternet ve sosyal medya insanlara kitapların ve dergilerin vereceğini asla veremez. Beklentim gelecekte internet ve sosyal medyanın bugünkü cazibesini kaybedip, tekrar kalem kâğıda dönüleceği yönünde. Böyle olmasa bile, bizler kâğıtve kalemi terk etmemeli, bilhassa çocuklarımızı kâğıtla arkadaş kılmalıyız.
Haksöz dergisinin gelişerek devam etmesi temennisiyle.