Her insanın öğrendiği, sonra inandığı, sonra kodladığı ve yeniden ürettiği, önemli-önemsiz, doğru-yanlış, eksik-fazla türlü türlü bilgi kırıntısı vardır içimizde. Bir basamağın önünde durup uzun uzun düşünmek gibidir bu. Hani konuşupkonuşmamak arasında, hani varlık ile yokluk arasında, hani bilerek ve isteyerek hata yapıp sonra pişmanlıktan kıvranmak gibidir.
Uzun uzadıya devam eden yenilgilerin ardından bir galibiyet alabilme ihtimalinin milyonda biri de olsa ufukta görünen, öyle heyecanlıdır aynı zamanda.
Yapıtaşları vardır aynı zamanda içimizde. Harfler ve kelimeler de vardır. Bize kalan mirasın aktarıldığı, bizden olan bir şeylere işaret eden, genimize ait, düşünsel kodlarımıza ait terimler vardır.
İnsanı ele veren şeylerin başında gelir bu. Beklemediğimiz anda karşımıza çıkan, bazen hayırlı, nadiren de olsa bazen hayırsız biri gibidir. Tam gülmeye hazırlandığımız anda ansızın suratımız asılır, tıpkı bizi tebessüme mecbur bıraktığı anlar gibi hazırlıksız da bırakabilir.
Konumuz insandır ekseriyetle ve de tamamıyla. Yeryüzünde en baskın, en önde cins olmayı verili olarak kabul etmiş insan. Ortaya koyduğumuz tüm faaliyetlerimiz de onun ıslahı içindir ve bu faaliyeti yerine getiren de bizzat kendisidir insanın.
Kendisine “kelimeler” verildiği anda kendisinin farkına varandır insan.
Toplum halinde yaşar. Sosyal heveslerine gem vuramaz. Etrafınabakar, sorgular, indirger, yüceltir, kurulmuş bir tarih üzerinden de okumalar yapar, bazen de kendisi yazar tarihini.
Köklerinden kopartılmış olsa da arar bulur önden gidenleri, öncüleri. Yorulur, yıpranır ama vazgeçmez. Tahakkümün sembollerine bakar, eleştirir ve elinin tersi ile “Hayır” der “Bunlar benim rabbim olamaz!”
Tahakkümün gücüne karşı hazırlık yapar. Söyleminikurar. Teorik tartışmalara girer, tam da eylemin ve pratiğin içerisinde hem konvansiyonel ve hem de balistik tüm hainlere kafa tutarken.
Oyunu ve saldırıları sürekli bir üst seviyeye taşıyan tahakkümün karşısında direnişin kodlarını kurar:
Bilgi-İnanç-Eylem!
Direniş-Adalet-Özgürlük!
Bir zamandır hızla ve baş döndürücü bir şekilde özgürleşen bir toplumda yaşıyor insan. İstediği anda istediği her bilgiyeulaşabiliyor. Herkes her şeyi, her türlü bilgiyi göz açıp kapayıncaya kadar elde edebiliyor.
Vefakat çok yoğun kesinlikleinsan. Kime sorarsanız sorun istisnasız aynı cevap:
“Çok yoğunum!”
“Peki, ne yapıyorsun? İnsanlık için, kendin için, geleceğin için? İnancın için, ezilenler için, öldürülen çocuklar için, yurdundan sürülenler için ne yapıyorsun?”
“…”
Derin bir sessizlik…
Oyun kurucu bir asır sonra yine masa kurma hazırlıkları peşinde. Türkçülük, Batıcılık, Osmanlıcılık, İslamcılık yüz yıl öncesinin senaryoları idi.
Şimdi alternatiflerin tamamı İslamcılığın içinde oynanıyor: Yumuşak İslam, Sert İslam, Modern İslam, Gelenekçi İslam, Taklitçi İslam, Yakıp Yıkan İslam, Ilımlı İslam vs.
Hepsinin karşısında ise felahın ve ıslahınmüjdecisi: Delikanlı İslam.
Toplumu vahiyle buluşturmaya çalışan, şirkten ve tüm pisliklerden hicret etme cehdi gösteren, ertelemeyen, ötelemeyen, örtmeyen açık, şeffaf bir kimlikle ortada duran İslam.
“Örnek Kur’an Nesli” ideali için çırpınan, arayan, soran, kalabalıkların büyüsüne kapılmayan, ilkeleri ile olduktan sonra birlikte iş yapmaktan çekinmeyen İslam.
Değdiği yerde bir kıpırdanma yaratan, bir kıvılcım yakan, ideal ile pratiği yakınlaştırma hayalini ete kemiğe büründürmeye çalışan İslam.
Ümmetin yeniden dirilişi için sabreden, direnen, saldırı ve ayrışmaları idare eden, doğrularını sonuna kadar söyleyip ayrılırken en güzel bir şekilde ayrılan İslam.
Kendisine düşmanlık yapmayana, dinine savaş açmayana adil davranan, dini ile savaşanı ve kendisine düşmanlık yapanı dost edinmeyen İslam.
Zenginliği hor görmeyip fakir edebiyatı yapmayan İslam. Şefaati bizzat kendi iradesinden neşet eden, kulluk bilinci ile sadece Rabbinden bekleyen ve üzerine pislik sıçramasın diye aklını kullanan İslam.
Afganilerin, Akiflerin, Bediilerin, Mursilerin, Turabilerin, İhvan’ın, Cemaat-i İslami’nin, Ahraruş Şam’ın ve Nahda’nın yanında; Sisi ve darbeci cuntaların, Baas rejimi ile destekçilerinin karşısında yer alan İslam.
Kısacası: Delikanlı İslam.