gözyaşlarını içli dolmuş
yağmurlar saçlarımın üzerinde seker
azmin ipi pamuk ipliğinden ince
cesaret ve yürek ne gezer bizde
yap-boz tahtası olmuş yaşam
hüzünlü bulutlar, kızgın bakışlar
karanlık gecelerde törpülenir yumruklar.
tepinir insanlar yeryüzünde
anlamsız bakışlar arasında
mânâ ararım delice
âtıl olur kanım, akmaz
yiğitliğin tam ortasında
civanmertler vuruşur ve düşer
lâlenin toprağa yıkılışı gibi
ama birileri oynaşır hâlâ
siperler dolmuştur toz ve toprakla
paslanmıştır mavzerler
sıkılmaz mermi artık
mataralar kırılmış
yürekler satılmıştır
nihayet düşmüştür harfler
yedi kıtanın her birine
rahmet yağmurlarıyla beraber
gözlerimiz artık yerde değildir
o gün gelmiştir
dağları eriteceğimiz an
bakışlarımızla
ve kabına sığmayan yürek
patlamıştır
bir ilkbahar günü
tohum saçan çiçek gibi
ey yürek taşıyan akıl sahipleri
işte yaşayın bir şiir gibi
su gibi akın
ve gelsin ölüm
gülümsemeyi unutmadan;
adanmışlığımız
en yüce dosta olsun.